Saygın Günenç, Modernler Klasikleri Neden/Nasıl Okudu?, Heidegger, 3. Seminer


 Evet klasik düşünce okulun değerli katılımcıları üyeleri hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum bugün Heidegger’in Aristoteles yorumunun ikinci haftasındayız ikinci seminerdeyiz önce ilk Seminerde yaptıklarımızın bir özetini vermek istiyorum temel kavramları hatırlatmak istiyorum çünkü bu haftada aynı kavramları kullanacağız ilk hafta kullandığımız kendisine anlamak için yöneldiğimiz kavramlardan birisi hepimizin bildiği gibi varlık kavramıydı bu halde Gerze söz konusu olduğunda çok anlaşılmaz görülen bir kavram fakat gündelik hayatta çok anlaşılır bulduğumuz bir kavram Heidegger bu tip kavramları Bizler kavramlar diyor Hatta bugün üzerine konuşacağım metinlerden birinden bir alıntı yapabilirim hemen görebiliriz kendini açık olduğu düşünülen kavramlar neler Bunlar Varlık ve yokluk hakikat ve görünüş doğruluk gerçeklik bilgi ve sanı yargı ifade deyiş ve kavram ve değer değer olmama hali ya da değersizlik durumları Bunlar öyle temel kavramlar ki kuşaktan kuşağa aktarılıyor İnsanlar bunları okullarda öğreniyor kullanıyorlar gündelik yaşamlarında fakat ayda geliyor bunlar Aslında bakarsanız Tam da üzerinde düşünülmesi gereken bedihi olmayan eskilerin değiştiğini açık olmayan kavramlar sanıldığı gibi açık değiller Örneğin klasik metafizikte aile göre göre varlık kavramı son derece açık bir kavram olarak kabul ediliyor dediği bir kavram yani temel olarak sübut neredeyse açık olduğunu düşünmeye başlıyoruz bu kadar insan bu kavramın üzerine bir şeyler ortaya koyduysa bunlarda Muhakkak bir doğruluk Payı olduğunu düşünüyoruz ve dolayısıyla hemen geçme iradesi kendisini gösteriyor şimdi ilk olarak varlığı haydegerce tanımlayalım hatırlayacaksınız varlık temel olarak kapalı olandan kapalı alandan kapalı durumdan karanlık diyebileceğimiz Henüz ortaya çıkmamış halden ortaya çıkmıştık haline geçiş durumu var olmak sürekli olarak bir Aslında hareket hali dinamik ve bu hareketlilik kendisini belli bir bulunuşluk mevcudiyet olarak göstermiyor Yani belli bir sübut olarak göstermiyor tam tersine başta görünmeme halinden görünür hale geliş olarak Hale gel varlığı yorumluyor Türkçede Geçen hafta göstermeye çalıştığım gibi bunun buna uygun karşılıklar var Bunlardan bir tanesi Tam da varlığa girişin kökü olan varmak var kelimesi var kökü varmaktan da ulaşmak erişmek kendini göstermeye başlamak görünüşe gelmek anlamlarına geliyor ve Örneğin bir başka kelime de aynı kökten geliyor hatırlayacaksınız bar kökü Bu da barınmak yerleşmek oturmak belli bir yerde açığa çıkmak anlamlarına geliyor şimdi Dolayısıyla ayda gelin varlık kavramını anlamak Türkçe düşünen insanlar için yani bizler için çok da zor olmamalı söz konusu olan şey henüz kendini göstermeyenlerin kendini gösterdikleri bir alanda görünüşe gelmeleri hale göre bu felsefe tarihinin işte belli bir aşamasında yani metafiziğin iyice olgunlaştığı aşamada sadece dış mevcudiyet olarak yorumlanıyor ve tam da Heidegger’e göre bu daha sonraki sorunlara gebe bir yaklaşım Şimdi ikinci hatırlatmak istediğim kavram sizlere gene varlık Kader önemli olduğunu düşündüğüm bir kavram hakikat Hakikatte Heidegger’de alete kavramının karşılığı alete ya açığa çıkmışlık durumu kendini göstermişlik hali gün ışığına çıkmışlık durumu hakikat diye çevriliyor gerçeklik diye çevriliyor Türkçe bazen doğruluk olarak karşılanıyor Oysa Heidegger gerçekten çok özel bir şey anlatıyordu ifade ediyordu Bu da henüz saklı olanın saklı olduğu yerden çıkarak saklı olma durumundan çıkarak gizlisi saklısız bir hale gidişi bir kez gizli sizle saklasız hale geldiği zaman aleteya ortaya çıkmış oluyor şimdi bunu örneklendirmek için eski filozoflara gitmiştik bunlardan bir tanesi erakli tostu hatırlayacaksınız merak etosun bir fragmanını almıştık bunu tekrar size hatırlatmak istiyorum fragman şöyleydi tost antropo Diamond Yani insan için karakteri bir tür kaderdir yazgıdır ya da tanrıdır diye karşılanıyor ayda gel bunu çok özgün bir şekilde çeviriyor da hatırlayacaksınız diye hayrı auf entalite [Müzik] çok hoş bir deyiş Şöyle ki insan için yerleşme alanı Mesken kendisini gösterdiği açığa çıktığı yerleştiği alan eğleştiği alan insan için öyle bir açıklıktır ki o açıklığa tanrının varoluşu iner tanrının varoluşunun bu inmesi bir an mezun tezkottes dikkat ederseniz orada kullandığı kelime an mezung bunda anlatmaya çalışmıştım ve yazın Almanca'da Öz diye çevriliyor fakat Heidegger eyleşmek yerleşmek oturmak oturmaya ve sürmeye başlamak demek özünün ne olduğu sorusunu sorduğu zaman kastettiği şey onun kendisini nasıl ortaya çıkardığı kendisini değişik tarihsel anlarda zamanlarda çağlarda nasıl gösterdiği nasıl eğleştiği açığa çıkardı meselesi Dolayısıyla varlığın özü nedir sorusunu sorduğumuzda ya da hakikatin özü nedir sorusunu sorduğumuzda hâlegerde yapmaya çalıştığımız şey onun mahiyetini tanımak değil Onun tanımını ortaya koymak değil Fakat zamanın içerisinde nasıl açığa çıkardı çıktığını nasıl deneyimlendiğini göstermek Örneğin Yunanlılara özgü O yüzden varlık deyimi var çünkü varlık öyle bir şekilde deneyimleniyor ki kendisini öyle bir şekilde açığa çıkartıyor ki aristoteles'in felsefesi Plato'nun felsefesi açığa çıkıyor Yani bu bir karşılıklı konuşma hali soru sormanın Kendisi bile bir yol açmak O yoldan yol açmak derken sizden o tarafa doğru değil ama açtığınız yoldan size inmesi demek Dolayısıyla ayda Gel Ey tosu ki karakter diye çevriliyor bir eğleşme durumu olarak anlıyor auf enterta dediği şey sıradan olağan durum ve tanrının varoluşu oraya iniyor peki burada bu soyut gibi gözüken şeyin daha somut halleri nelerdi onları da hatırlatmak istiyorum hatırlarsınız insanın gündelik yaşamındaki her şey ayda göre göre toplayıcılığa sahip Yani bir kavşak noktası düğüm noktası bunu anlatmaya çalışmıştım Şöyle ki en küçük kullandığımız gündelik eşya bile Eğer Göksel varlıklarla yeryüzü de ve insanla ölüm yani ölümlü ölümlülerle bütün öteki var olanlar arasında bir köprü olabiliyorsa hepsinin bir araya getirip onları adeta bir girdap gibi tek bir noktada odaklayabiliyorsa o varlık bir şey haline geliyor halde eğer geç döneminde buna dasting şey diyor ve bir tür açığa çıkma alanı oluyor Dolayısıyla İnsan varoluşunun kendisi en başından beri kendisi gibi olan öteki varlıkların ve kendisi gibi olmayan öteki varlıkların olmayan varlıkların uğradıkları yer olması insan var oluşu bir açığa çıkma alanı ve bu yüzden bu yüzden de tam açığa çıkmadan olduğu için insan var oluşu onun özel bir karşılığını kullanmıştı aile gel hatırlayacaksınız daha zayi daha Almanca'da orada ya burada şeklinde karşılanıyor bazen işte orada varlık Aziz yardımını orada varlık diye çevrilmişti gene buna benzer karşılıklar var Fakat aslında kastedilen şey daha denilirken kastedilen şey belli bir açığa çıkma Çemberi dairesi ufku Bunun içerisinde her şey kendisinde göstermeye başlıyor ve daha sonra yitip gidiyor bitiyor Türkçede bitmek kelimeyi kelimesini kullanmıştım Yani çift anlamlı olarak bir şeyin kendisini göstermeye başlaması tıpkı bir bitkinin bitmesi gibi ve daha sonra da aynı o alanda ortadan kalkması eriyip gitmesi bu açığa çıkıp yok olma açığa çıkıp yokluğa gitme durumu gerçekleştiği alan deyimindeyse ligtung Işıklı alan Kayran dediği şey Heidegger’in daha Zayn Yani siz doğduğunuz andan itibaren bir dünyanın içerisinde doyuyorsunuz ve o dünya her şeyin içine uğradığı tüm var olanların sizin gibi olanların ve sizin gibi olmayanların uğradığı bir alan oluyor dünyanın da anlamı zaten bu inde web Slime diyor buna Heidegger yani Dünyada olmaklık dünyada olmak demek doğrudan kişinin içinde bulunduğu dünyanın sürekli olarak bir Doğuş ve ortadan kalkış alanı olması şimdi Bunlar gerçekten de aslında basit kavramlar ailelerin uzun uzun anlattığı çoğu kişinin anlamakta zorlandığı fakat bir kere kavradıktan sonra sanıldığı kadar da zor olmayan kavramlar tekrar etmek istiyorum bunu özellikle vurgulamak istiyorum bu özellikle inme var olmaya başlama durumu birçok şeyin belli bir alanda ortaya çıkması buluşması hali Heidegger’de varlık dediğimiz şeydir Varlık Bir şey değil kuşkusuz varlık bir kavram da değil Haydi bir yerde sürekli olarak bir varoluş ortaya çıkış durumu var ve bu ortaya çıkış sadece fiziksel olarak Dış dünyada olan kendinin olup biten bir şey değil Bir görünüşe gelme durumu şöyle tanrının açığa çıkması değil Fakat her şeyin açığa çıktığı alan hale geldi Evet evet doğru tanrı tanrı bildiğiniz insan varoluşunun olduğu iyileştiği yere kendisini açmaya başlıyor kendisini göstermeye başlıyor Bu Aslında tek bir tanrı değil Aile geldi Gök linkini tanrısallar diyor Örneğin Nasıl oldunuz bir nehir de açılıyor basit basit bir örnek vermek istiyorum Heidegger bu konuda aslında pagan bir düşünüşe sahip Örneğin diyelim ki Bulunduğunuz yerde bir dere var bir ırmak var bu ırmağın kendisi sizin o ırmakta yaşayan var olanlarla bağ kurmanızı sağlıyor Örneğin Irmak sadece ve sadece bir su akıntısı değil hale geldi O su akıntısını ifade etmiş olduğu şey aynı zamanda suyun olmadığı yerde gösteriyor yani O dere yatağı suyun aktığı yer bir vadi Dolayısıyla o vadide açığa çıkan her şey ve Eğer insan orada yaşıyorsa ortak bir hafızada havuzda alanda dairede buluşuyor İşte bu buluşma durumu her şeyde kendisini gösteriyor Hatta bunu açmak için heraklitus'un bir fragmanından yararlanmıştım Fanta horey her şey birbirine yol verir yol açar kendisine gelmesine izin verir ve hiçbir şey olduğu yerde kalmaz Örneğin Irmak balıkların göründüğü yer Balıklar balık pullarının göründüğü yer balıklarının üzerinde ışığın yansımasının vardığı yer ışığın yansıması görüntünün Gözde açılmasını sağlıyor göz ışığın görülmesini sağlıyor Her şey bir başka şeyle bağlantı içerisinde ötekinin görünmesini sağlayacağı bir alana dönüşüyor kastettiği şey bu Örneğin Tanrı da tek başına var değil halde geldi Tanrı bir braw dediğimiz onun öyle aktarıyor ihtiyaç duyan bir durumda neyin neye ihtiyacını duyuyor Tanrı eskilerin değişeceği bilinmeyen bir bir kenz-i mahviydi bir bilinmeyen hazineydi ve bilinmek istedi Eğer bilinmeseydi gerçek anlamıyla Tanrı olamazdı hale geldi Tanrı o yüzden mutlak hiçbir şekilde yaratmasaydı gene eksiksiz bir yani noksansız bir mükemmelliğe sahip olabilecek bir varlık değil Ayda gel Heidegger bu yüzden insanla varlığı Tanrı demiyor insanla varlığı sürekli olarak bir kesişme alanında bir ara yüzde düşünme eğiliminde Çünkü biri olmadan öteki eksik kalıyor dolayısıyla her şey ötekisini bir öteki çevresinde kalan her şeye bir çağrıda bulunuyor Irmak güneşin açığa çıkmasını sağlıyor Güneş öteki var olanların açığa çıkmasını sağlayan bir Işıklı alan yaratıyor Örneğin görme dediğimiz şey gündüz demiş Olduğumuz şey Güneş de ancak gerçekleşiyor Fakat güneşin ışığının bir toprağa vurmaması durumunda ışığın da bir anlamı yok ışıkta kendisini gerçek anlamıyla açamayacak bir başka örnek Heideggerin sık sık verdiği bir örnek kase örneği gümüşten bir kase ve burada yine aristotelesen faydalanıyor aristotelesiz metafizikte bir fizikte verdiği bir örnek bu fiale yunancası fiyale genelde böyle açık yayvan bir gümüşten ya da çoğu zaman altından yapılan bir sulu kasesi genelde bu sulu kasesi ya düğünlerde kullanılıyor ya da tanrılara Adak yaparken Adak adarken kullanılıyor Yunan dünyasında direk dünyasında ve bu Gümüş kasesinde Örneğin gümüşü kullanıyoruz altını kullanıyoruz altın sarılığını ilk kez rengini ilk kez dokusunu Gümüş kasesiyle orta esermeye başlıyor altını çıplak olarak kullanmak saf olarak kullanmakla altını bir Gümüş kasesinde açığa Çıkarmak aynı şey değil Fakat sadece bu değil gümüşte ve altında Tanrılar eğleşmeye başlıyor Siz Örneğin kaseyi tanrıları Adak olarak adadığınızda saçı yaptığınızda şunu yaptığınızda içindeki şarap içindeki su tanrılara adandığında suyun kendisi ve Gümüş kasesinin gümüşünde Tanrılar kendilerini göstermeye başlıyorlar Dolayısıyla nesnelerin neden yapıldıkları nasıl göründükleri Çok önemli çünkü her biri açığa çıkma alanı ve bu Göksel var olanlarla yeryüzü dediği yani Toprak dediği şey Er de göknik'in Bütün bunların hepsi işte ortak bir dörtlü diyor buna Heidegger bunların hepsi ölümlüler Ölümsüzler yeryüzü ve gökyüzü Bütün bunların hepsi bir araya geliyor ve kendilerini Gümüş kasesinde ortaya koyuyorlar bu kavram ayda bir yerde yine hatırlayacaksınız denilen şey hiç öyle büyülü bir şey değil yani mistik bir şey değil deyimindeyiz ama büyülü olduğu doğru mistik değil fakat mistik derken Eğer şunu anlıyorsanız kişinin vecde geçmesini sağlayan tanrısal mistik deneyimleri anlıyorsanız aile genelde böyle bir vecize geçirici deneyim değil bu fakat nasıl bir mistik deneyeyim Muslera ait Yani kendisini gittiğinizde öteki var olanların açığa çıktığı alan olduğunu bize göstermiyor onu saf bir şekilde nesne haline getirdiğinizde onu bağlantılarından koparmış olmuyorsunuz sadece onun bir açığa çıkma alanı olmak hüviyetini ortadan kaldırmış oluyorsunuz Dolayısıyla Örneğin Heidegger’de geç döneminde özellikle taoculuk belirgin bir vurgu kazanıyor tava düşüncesini halde yer çok değer veriyor Tıpkı diyen budizmin olduğu gibi hatırlayacaksınızdır din tarihi derslerinden hatırlayabilirsiniz aldığınız ya da okumalarınızdan ta orada huway kavramı var huway eylememek demek birebir çevirecek olursak ve eylem demek Bu Yokluk demek Çince'de yani Eylem yokluğu Fakat bu aslında olayı yanlış anlamak Demek benim tanımlamamda kendi tanımlayışım şöyle olabildiğince az müdahalede bulunmak Çünkü Korkusuz cüretkar bir şekilde müdahalede bulunduğunuzda Çevrenizdeki tüm var olanları onların başka açığa çıkma alanı olduğunu görmezden geliyorsunuz sözgelimi Bir vadide akan dere ya da Irmak sadece ve sadece orada elektrik üretilmesi için var değil çünkü onu sadece elektrik üretilmesini hasrettiğinizde ona özgü dediğinizde Sorun şu ki onun bir ayna olma özelliğini ortadan kaldırıyorsunuz Heidegger’de aynı olmaklık çok önemli Tıpkı tasavvufta olduğu gibi benzer çağrışımları da var söyledik onları anlatamayacağım size tasavvuftaki deyimlerin özellikle Ayna temasıyla aile yerdeki Ayna teması arasında benzerlikler farklılıklar var fakat şunu söylemeliyim ki Örneğin insan bütün evrenin açıldığı bir ayna tüm deyimlerin önünde ise Cosmos tüm Alem insan ki küçük Alem mikrokozmoz onun açığa çıkmasını sağlıyor hatırlarsınız tasavvufta da çok kullanılan bir tema insan vücudunun tüm uzuvları gökyüzündeki ya da işte gezegenlerle ilişkilendiriliyor Yeryüzüyle ilişkilendiriliyor gökyüzündeki Göksel varlıklarla ilişkilendiriliyor aynı mantık halde yerde de var Her var olan öteki var olan açığa çıkmasını sağlayan bir ayna Heideggerin modern teknik eleştirisi de buradan kaynaklanıyor modern teknik var olanları sadece nesne haline getirmiyor Daha önemlisi onların nesne haline getirdiği andan itibaren onların açığa çıkartıcı ortam olmaklıklarını ortadan kaldırıyor aile Gel buna Heroes for de yok diyor yani meydan okumak Örneğin modern teknik barajlarla nehirlerin içindeki potansiyel enerjiye meydan okuyor Onu açığa çıkartmaya çalışıyor yerin kilometrelerce altındaki doğalgazı ve petrolü açığa çıkartmak için meydan okuyor Fakat bu Meydan okuyuş şiddetli Meydan okuyuş onu tuzağa çekiyor kafana kapanıyor doğaya arkasından dolaşıyor hileli yollardan geçerek öyle bir düzen ve mekanizma oluşturuyor ki hadi gel Bu mekanizmaya geçital diyor çerçeve diye karşılanan bir terim öyle bir kapan kuruyor ki benim değişime dizge çünkü bütün var olanları birbirlerine amade olacakları şekilde atıyor buna Heidegger atama diyor Almancası dersi her şey başka bir şeyin meydan okuması sonucunda açığa çıkartacağı enerjiyi saf enerjiyi içinde saklıyor modern tekniğinin O yüzden Özünde şiddetli bir meydan okuyuculuk var ve sorun bunun gezegen ölçeğinde prodüksiyonların yani geleneklerin içerisine sızması ve geleneksel olduğunu düşünen insanların bile modern tekniğin diliyle hareket etmesi Bu halde göre göre en büyük tehlike Hadi gel buna büyük tehlike diyor en büyük tehlike olarak adlandırıyor şimdi size hale Gelin bütün kavramlarını Aslında 20 dakikada şu 15-20 dakikada sunmuş durumdayım gerçekten de hâlde gelen düşüncesi bundan ibaret Şimdi bundan sonrası artık size bugün anlatacaklarım tamamen teffrat Özünde şimdi ilk olarak Bugün size açacağım metinleri söylemek istiyorum Bunlardan ilki hale gelin 1924-25 yıllarında verdiği bir ders ilk ele alacağımız Metin bu Metin marbruk Üniversitesinde verdiği dersin metni bir kısmı öğrencilerin yazdığı Metin platonun sofist diyaloğunun yorumu yaklaşık 600 sayfalık bir yorum üçte Birlik kısmı aristotelese ayrılmış ben bu önce üçte Birlik arasında ayrılan kısmı kısaca değerlendirmek istiyorum ikinci ele alacağım Metin bugün Yanımda da getirdim bir fraggina teknik metni yani tekniğin tekneye yönelik soru olarak çevriliyor bu Metin bu metnin başında da Hayde Gelin aristoteles'in 4 neden öğretisini nasıl yorumladığını görüyoruz son derece devrimci bir yorumlama şekli bunu ortaya koymaya çalışacağım ve son olarak aile gelin gene 1939 yılında yazdığı fakat ilk kez 1950'li yıllarda yayınlanan İtalyanca bir dergide yayınlanan Almanca yazdı tabii ki ama İtalyan dergisinde felsefe dergisinde yayınlanan bir ünlü yazısı Tom veizm Umut yani öfsis kavramının özü ve ama Öz artık derken Mahiyet anlamında değil Onun nasıl açığa çıktığı kendini göstermeye başladığı füzsüz kavramının ve kavramı üzerine Bu da Üçüncü ele alacağım Metin olacak özellikle füsis kavramına odaklanacağız şimdi ilk olarak 1925 marborg ile başlamak istiyorum fosofislavanın başındaki yorumuyla kendiliğin açık olan kavramları bir tanımını yaptık şimdi fenomenolojik yöntemin uygulamada öğrenimi ayda göre göre kitabın hemen başında yani bu sofist diyaloğunu yorumlamadan önce söylediği önemli bir şey var Bu yorumlamanın fenomenolojinin bir uygulaması olduğunu söylüyor aydager ve fenomenoloji üzerine kitaplar okuyarak değil ama tam da onun yaptığı şekilde felsefe tarihinin yeniden okunmasını yaparak fenomenolojiyi öğrenmek mümkün hale göre göre yani hususi okursanız okuyun bunların bir anlamı yok gerçek anlamıyla uygulamasını görmeden ve uygulamayı da örneğin aristoteleste yapacağız Dolayısıyla amacımız olabildiğince fenomenolojinin nesnelerine odaklanmak Hadi gel fenomenolojiyi tanımlarken kelimenin kelimenin Tabii ki iki bileşeni var bileşik bir kelime bunlardan bir tanesi finomenon ötekesi ise Legend Hadi gel bunu şöyle tanımıyor dans was the unge Yani kendini gösteren şeyi tecelli edeni değinmek onu dile gelmesini sağlamak dile gelerek açığa çıkmasını sağlamak Çünkü Heidegger de dil sadece ve sadece iletişim aracı değil Hale gel dinin modern tanımını Çağdaş tanımını tümüyle reddediyor biliyorsunuz dilin temel tanımı iletişim kavramına dayanıyor ve işte ses yoluyla ya da yazı yoluyla şifreliyoruz daha sonra alnımın şifrelendikten sonra karşıdaki kişiler tarafından ya da kurumlar tarafından çözülüşü yani Deşifre edilişi var Tekrar onlar tarafından kastedilen anlam yeniden şifrelendikten sonra bana geliyor ve böylelikle karşılıklı bir şifre çözme ilişkisi içerisinde iletişim kuruyoruz Hayde göre göre bu dilin tamamen bir çarpıtılışı Heidegger bunları yanlış kelimesini kullanmıyor Haydi göre göre doğru ve yanlış yersiz kavramlar yunancasıyla atopon Örneğin ben size binlerce doğru şey söyleyebilirim fakat Hayde göre göre bunların tümü yüzeysel ve aynı şekilde binlerce yanlış şey söyleyebilirim Bunlar da sanıldığı kadar yanlış değiller Önemli olan şey dilin özünün ayda bir yerde şiirsel olması değil kendisine Öncelikle şiirde gösteriyor bakın Az önce söylemiş olduğum konuyu tekrar açmak istiyorum sözgelimi dilde sesi kullanıyoruz fakat sesin kendisine odaklandığınızda geri yakalayamazsınız sesin kendisi bir açığa çıkma Dairesi Örneğin sesin kendisi beslenin bestelerin müziğin açığa çıktığı görülme dairesi görünme alanı Dolayısıyla siz onun görünme alanı olmaklığını göz ardı ederseniz kendisini gizliyor kendisinin tamamen geriye çekiyor Örneğin çağımızda ayda gelene göre varlık tamamen geri çekilmiş durumda Çünkü tüm var olanlar olabildiğince sabit hatlarıyla kendilerini göz kamaştırıcı Bir şekilde bize sunuyorlar Dolayısıyla onun arkasında görünme demiş olduğumuz görünüşe çıkma demiş olduğumuz hareketi görmezden geliyoruz ve onun açığa çıkma tarzlarını görmezden geliyoruz sadece ve sadece tek bir açığa çıkma tarzı evrensel bir hale geldiğinde buna modern teknik deniyor hale geldi teknik açığa çıkma tarzı Evrensel hale geldiğinde o zaman onun arkasındaki o açığa çıkma ilişkisini nasıl gerçekleştir ya bu süreci nasıl gerçekleştiği görmezden gelinmiş oluyor ve varlığın unutuluşu dediği Hadise gerçekleşiyor yani zines belgesine ait ve bu bir ba hard gecenin yani olması adeta yazgısal olan bir açığa çıkma tarihte açığa çıkma durumu değişik diyor bu haldeger değirmenimdeyse insanlar var olanları bu şekilde açmak üzere yola konuluyorlar Dolayısıyla Hayda Fenomen kavramı çok önemli her şeyin düğümlendiği nokta kendisini göstermek ne demek peki bir şeyin kendisini gösterebilmesi için önce bir alan açılması gerekiyor hale göre göre bu temel bir ilke bir şeyin kendisini gösterebilmesi için önce onun göründüğü bir alan olması gerekiyor Hadi gel buna Beray diyor Bazen bekirk bir daire Hatta kutsal kavramı da işin içinde var Örneğin tanrının kendisini gösterdiği alan kutsal hale geliyor sadece ve sadece tanrının kendisini göstermesi de gerekli değil tüm Bal olduğunda da belli bir kutsallık kazanıyor homeros'tan bir örnek vermek istiyorum eşi homeros'un eşi onu yıllarca bekledikten sonra taliplerine karşı işte meydan okuyarak uzun süre onları beklettikten sonra odası görünüp geldiğinde Oraya vardığında önce inanamıyor onun gerçekten o olup olduğuna inanamıyor Dolayısıyla görünüş Çünkü aldatıcı olabilir o da bir sınama yapmak istiyor o dese diyorsun daha önce kendi eliyle yapmış olduğu bir ağaçtan yatak var ağacı oyarak yontarak bir yatak yapmış ve Bu yatağın taşınması mümkün değil Fakat o disius'a öyle bir şey söylüyor ki yatağın taşınabileceğini ima ediyor ve odeseus bir anda böyle bir şeyin olamayacağını söylüyor o zaman anlıyor ki Bu gerçekten de O ağacın o ağaçtan yatağı yapmış olan kişi şimdi Heideggerin burada bütün kavramlarını kullanabiliriz bir tanesi Örneğin ağacın yatak olarak görünmesi ağaç iki kişinin deyimlerindeki birlikteliğinin görünümü olan yatağın görüp gözükmesini sağlıyor Bu yüzden önemli plastikten yatakla ya da işte demirden Bir yatakla ağaçtan ahşaptan bir yatak aynı şey değil Yatak Tanrıların oraya varmasını evliliğin evlilik ilişkisini oraya varmasını kadın ve erkeğin Mutlu'nun ve mutsuzluğunun açığa çıkmasını sağlayan son derece özel bir özgün bir biricikliğe sahip buna Yunanca da bu tip biricikliğe sahip olan nesnelere sümbalon deniyor duymuşsunuzdur bir çanağın bir kırıldıktan sonra tam da izlerinden kırıldığı yerlerden birleşebilmesi demek sümbalon Sembol kelimesi oradan geliyor yani Örneğin fenerapo ile odeseus'un birleşmelerini sağlayan ortak Sembol adeta onlara özgü kırık Tam da O ağacın kendisi ahşap yatağın görünmesini sağlıyor yatak kadın ve erkeğin tanrısal hiyeros gamos tanrısal birliktedir ne ifade ediyor Örneğin orada kominası Okuduğunuz zaman görüyorsunuz o evlilik aynı zamanda Göksel varlıklarla ilişkili yeryüzü varlıklarıyla ilişkili bir başka örnek sıradan bir yerde evlenmek yani işte diyelim ki bir düğün organizasyonda evlenmekle diyelim ki bir yayla da evlenmek aynı şey değil kastettiğim şey şu ikisi arasındaki temel farklılık var olma ortam açığa çıkartma ortamlarının bambaşka olması Hale gel bunu o kadar çok önem veriyor ki bütün felsefesini bunun üstüne kuruyor Dolayısıyla toparlayacak olursak görünüşe gelmek demek görünüşe gelinecek olan alanını açığa çıkması demek sınırlarıyla beraber açığa çıkması demek bir kere bu alan açığa çıktıktan sonra ancak var olanlar birbirleriyle buluşuyorlar ve görünüşe gelmeye başlıyorlar en temel görünüşe gelmeyi sağlayıcı ortam ise İnsan varoluşunun kendisi sadece ve sadece insanın Dünyası gerçek anlamıyla bir tamlığa sahip ve dinlenirse bütün evrenin görünmesini sağlıyor bitkiler söz konusu olduğunda durum daha da hale gelir açısından nasıl söyleyelim daha vahim diyelim Şöyle ki bitkilerin gerçek anlamıyla Heidegger’de kendilikleri yok çünkü bir şeyi bir şeyin başka bir yerde açığa çıkabilmesi için en temel bileşen dil ve hayvanlarda dil zaten yok bitkilerde ise herhangi bir kendilik olmadığı için var olanların uğrayabileceği O zemin bulunmuyor bitkilerde ya da işte cansız varlıklardı sadece ve sadece insan müstesna bir varlık Bu bakımdan Çünkü her şeyden önce dil aracılığıyla var olanların uğramasına vesile oluyoruz tüm tanrısal ya da tanrısal olmayan varlıklara bizim dilimizdeki adlandırmayla açığa çıkıyorlar Hayda yani dilin adlandırıcı gücü diyor adlandırmak demek açığa çıkması için vesile olmak demek Hatta kutsal kitaplarda da dile getirilen bir husus bu Adem peygamber isimlendiriyor isimlendirdiği andan itibaren kendilerini göstermeye başlıyorlar dinin eninde Craft bu adlandırıcı isimlendirici açığa çıkarttığı güç dilin Her şeyden önce şiirsel kudretinde gizli Eğer düz yazıya dönüşürse şiirsel kudretini kaybederse Örneğin bilimsel bir makalenin dilini düşünün içinde ne kadar metaforlar olursa olsun Özünde o şiirsel Kudret yani adlandırma Hazreti zayıflamış durumda Her şeyden önce de geleneğin geleneğin o ağır binlerce yıllık yükü altında eziliyor Dolayısıyla Heidegger dilin kökensel gücüne Geri dönmeye çalışıyor kökensel açığa çıkartıcı gücüne Geri dönmeye çalışıyor şimdi Tamam da fenomenolojideki loji Legend İşte bu açığa çıkartıcı adlandırıcı isimlendirici konuşma demek konuşmak var olanların toparlanması görünmesini sağlamak için bir bize zemin veriyor bu açığa çıkartıcı zemin Legend yani Konuşma o halde fenomenolojin amacı kendini gösterecek olan varlıkların kendilerine göstermeleri için onların dile gelecekleri alanları ortamları Saptamak fenomenoloji bu peki fenomenin Yani fenomenlerin kendini gösterenlerin var olanların açığa çıkmasını sağlayıcı deyimlerindeyse varlığın açığa çıkmasını sağlayıcı temel soru ne temel zaviye bakış açısı ne bu difrage olanların varlığı ilişkin varlığına yönelik soru bu soruyu sorduğunuz andan itibaren Az önce söylemiş olduğum şeyleri görmek için yola girmiş oluyorsunuz şimdi son kısmı özellikle dikkatinizi çekiyorum çok hoş bir diş fenomenbet saç Netten de zovi SX Fenomen var olanların niteler kendini göstermekte olan kendini gösterdiği haliyle var olanları niteler ve onları da açığa serilişlerinin değişik olanakları içerisinde niteler bu çok önemli var olanların kellelerini gösterdikleri değişik açığa serme Yolları var ve bunlar kişilerin insanların tarafından bulunabilecek şeyler değil Örneğin bizim için de Yaşadığımız çağda modern teknik temel açığa serme tarzı yani diferans dediğinde yani açığa sermenin değişik olanaklarından bahsettiğinde modern teknik açığa serme yollarından bir tanesi oluyor ve hatta bizim dünyamız için ana açığa sermeyi yolu oluyor Fakat bu çok büyük bir tehlike Çünkü her açığa serme yolu zaten tehlikeli neden bir açığa Ser gerçekleştikten sonra başka açığa çıkarma yolları olduğunu göz ardı etmeye başlıyorsunuz ve bir kere gelenekler oturduğunda bir kere tarihsel gelenekler oturduğunda öteki açığa serme Yolları tamamen kendisini arka plana gitmiş oluyor modern teknik Bu yüzden herkesin gözlerini kamaştırıcı temel açığa serme şekli olduğu için en büyük tehlike Neden Çünkü başka aşağı serme yollarını görmemizi engelliyor gözleri tamamen kamaştırıyor bu çok önemli Heidegger sadece tek bir değil tek bir açığa sevmeyen onu değil pek çok değişik açığa serme yol olduğunu gösterecek ve bunun tarihsel olarak gerçekleştiğini bize özellikle vurgulayacak bundan özellikle altını çizecek Çünkü biz istediğimiz şekilde açığa çıkartamıyoruz Örneğin ben Beste yapacağım deyip istediğim ne kadar müzik öğrenirsem öğreneyim istediğim kadar Armoni öğreneyim istediğim istediğim kadar Beste yapmaya çalışayım beslenin yapılması için gerekli olan şartlar Bende tam olarak gerçekleşmiş değil sadece irade ve istek yetmiyor Geçen hafta vurgulamaya çalıştığım gibi irade Aslında temel zayıf noktamız bir şeyleri isteyerek yapabileceğimizi sanıyoruz Oysaki göre göre istemek son derece yetersiz Asıl sorun Öncelikle açığa çıkartıcı alanın açığa çıkması önce Bu alanın açığa çıkması gerekiyor Örneğin Geçen haftada verdiğim örneği vereceğim Johan Sebastian Baki bir bestecinin dünyada doğabilmesi ve yaptığı müziği yapabilmesi için koşul onun içinde bulunduğu dünyanın ta kendisi idi o dünya o haliyle o şekliyle ortaya çıkmadan yuan Sebastian balın ortaya çıkması mümkün değildi Onun müziği sadece ve sadece o dünyada mümkündü Dolayısıyla başka türlü müzik mümkün olacaksa başka türlü bir dünya gerekiyor ve dünya da kolay değişmediği için dünya ancak zamanın içerisinde değiştiği için açığa serme yoluyla tarihsel olarak realize oluyor Dolayısıyla şu anda İçinde bulunduğumuz dünyayı değiştirmek istiyorsak yapmamız gereken şey bunu irade etmek değil Öncelikle serbestçe farklı farklı açığa serme Yolları olduğunu görmemiz gerekiyor aile gelin yapmaya çalıştığı temel şey bu fenomenolojiyi öğrenmek burada çift anlamlı dediğim bir durum var İsterseniz burada size son derece ayrıntılı bir bilgi vereyim Heidegger az önce de belirttiğim gibi dili kullanan bir filozof dili çok özel bir şekilde kullanıyor Almancayı inanılmaz özel bir şekilde kullanıyor Başka onun gibi yazan ben bir filozof bilmiyorum dünya tarihinde bu kadar özgür spesifik değişik özgün bir şekilde kullanan dili başka bir filozof bilmiyorum Örneğin basit bir örnek zokanın diye bir fenomenoloji fenomenoloji öğrenebileceğimiz yer diyor Hande Biz fenomenolojiyi Yunanlıların basit Yalın ve kökensel denilişinden öğrenebiliriz çift anlamda bu direklerin kökensel irdelenişi ya da greklerin kökensel ve basit irdeleyişi temaşaası çift anlamlı buna gramerde genetiği bu genetiğius objektifus deniyor konunun bizzat kendisinde fenomenolojiyi öğrenebiliriz şimdi temel gidiş yolumuzda hermelovitik ermiyodik Aslında çok çevre ile ilgili bir Hadise metinleri yorumlayabilmemiz için öncelikle yapmamız gereken şey onları yeniden anlamlandırmak ve bu yeniden anlamlandırmada Her şeyden önce çeviri ile gerçekleşiyor her şeyleri ve tercüme faaliyeti Özünde bir yeniden adlandırma ve yorumlama önce çeviriyi yapıp sonra yorumlamıyoruz Türkiye'deki en büyük yanlış anlamalardan birisidir bu bilirsiniz çeviri gerçekleşir çevreyi okursunuz ve yorumunu yaparsınız çoğu zaman Felsefe ile ilgilenen kişiler Şu soruyu sormazlar çeviriyi yapan kişi başvuruyoruz her minotek bir tür yeniden anlamlandırarak yorumlayarak çevrilir sanatı daha çevirirken yorumluyorsunuz halde göre göre Herman yönetim temel ilkesi şu; yani aydınlık olandan karanlık olana doğru ilerlemek aydınlık olandan karanlık olanına doğru geçiş aydınlık olan Heidegger’e göre Aristoteles Aristoteles platonla kıyaslandığı zaman platonun sofist diyaloğunu yorumlamaya çalışıyor Bu kitapta Haydi göre tam da platon'undan devre almış olduğu Hatta Yunan dünyasından devralmış olduğu varlık gavrayışını en yüksek noktasına taşıyoruz Dolayısıyla gerçek anlamıyla Bir saydamlık Elde ediyor böylesine saydam ve aydınlık bir varlık kavramından yola çıkarak deyim yerindeyse varlık sorusunu sorarak platonu değerlendiriyoruz platonun Kendisi de temel olarak varlık sorusunu gündemine alıyor ayda Eğer bu yüzden aristoteles'ten platon'a doğru gidilmesi gerektiğini söylüyor Daha doğrusu böyle bir yol izlemeyi tercih ediyor Yunan felsefesi söz konusu olduğunda ise bu sadece bir sadece Heidegger’i geri bir gelenek değil özü itibariyle kendiliğinden açık olduğunu düşündüğümüz bir gelenek Örneğin onu okuduğumuzda kavramlarını gördüğümüz Örneğin töz kavramını gördüğümüzde hemen zihnimizi bir töz tanımı canlanıyor Örneğin Esse perse sadece ve sadece kendi başına var olmaklık var olabilmek için başka var olanlara ihtiyaç duymamak bağımsız var olabilme durumu sözü genel olarak orta söz Orta Çağda genel olarak böyle anlaşılıyor Esse perse Fakat bu her ne kadar açık gözükse de halde geriye göre göre Aslında kökensel olanın üstünün örtülmesi durumu kökensel olan böyle Anlaşılamaz hale geliyor Dolayısıyla yapılması gereken şey Tam da bu kavramlar oluşturulurken gösterilen büyük manevi entelektüel çabanın aynısını göstermek okumak istiyorum görmediğimiz şeylerde artık görmediğimiz yani gündelik hale gelmiş olan köklerini alt yapısını görmediğimiz gündelik hale gelmiş olan şeyler etkindirler ama bu öyle Bu verili olarak aldığımız kendinin anlaşılı bulunduğumuz şeyler Aslında kökenlerinde başlangıçlarında en büyük entelektüel Çabalar sonucunda ortaya çıkmışlardı onun konusu haline dediler was I'm işte zamandan bir alıntı yaparak konuyu göstermeye çalışacağım Bu sofist diyaloğundan bir alıntı halde gelin yap platondan alıntısı Platon şöyle yazıyor Önce onu bir okuyalım garhos'ta Pala on fitten geçte ağzınızdan varlık var olan kelimesi her çıktığında hopoton hopatan an on her çıktığında var olan kelimesi neyi anlatmaya çalıştığınızı neyi ifade etmeye çalıştığınızı biliyordunuz Siz sizin için bu açıktı panel dipnozgate daha önce böyleydi HMS de fakat biz Siz var olan kelimesini kullandığınızda açık olduğunuz şeyin durumunda Yani onunla karşı karşıya kaldığımızda Tam da varlık kelimesi kullanıldığında var olan kelimesi kullanıldığında aporain aporia durumuna düşüyoruz Yani bir çıkmaz ve açmaz içine düşüyoruz Biz de önceleri var olan kelimesi kullanıldığında anladığımızı sanıyorduk fakat Aslında bakarsanız şu anda şimdi bir açmaz içerisindeyiz Almanca'da bu bunu çok güzel çeviriyor Heidegger bu metni Yani offen gerçekten ne sandığınızda temas halindeydiniz onunla iyice bir aşikarlık durumu vardı aranızda Veni avusturup Zahit gibi var olan deyimini kullandığınızda sizin için bu çok aşikardı bunu anladığımızı düşünüyorduk Fakat daha sonra Ferrari Yani bir açmaz durumuna geldik hiçbir şekilde anlamadığımızı düşünmüyoruz tam tersini anladığımızı düşünüyoruz Heidegger'e göre yani daha doğrusu platona göre ama aslında anlamamış durumdayız Şimdi tekrar var olanların varlığı sorusuna gelelim Aristoteles aracılığıyla bir doğru görme yolu elde edeceğiz fenomenolojinin yapmaya çalıştığı şey Öncelikle bir görme yolu elde etmek özel bir görme Yolu ve bu özel görme yolu aracılığıyla var olanların varlığını ulaşmaya çalışacağız Öncelikle de soru soracağız şimdi sorunun ne anlama geldiğini halde Gerçi size anlatmak istiyorum Heidegger de soru sormak demek bir yol açmak demek her soru sorma faaliyeti sorunun ilişkili olmuş olduğu var olanın oraya gelmesine vesile oluyor sözgelimi modern tekniğin ne olduğu sorusunu öylesine soruyor ki ayda gel modern tekniğin özü demiş olduğu şey ki varlığın kendisi oraya inmiş oluyor dolayısıyla her soru faaliyeti çözümsüz bile olsa çözüm ortaya konmasa bile ilişkili olmuş olduğu var olanın oraya gelmesi için bir yol açıyor her soru etkinliği böyle bir vasfa sahip yani açığa çıkartıcı bir alan Dolayısıyla var olanın varlığı sorusu temel sorumuz şimdi geçen hafta alete kavramını anlatmıştım Dolayısıyla hemen birazcık da özele inmek istiyorum Hadi gel hemen başında Öncelikle aristotelesi işlemeden önce yani Niko macoset'in 6 kitabının yorumunu yapmadan önce önce alete kavramına bakıyor ve ben size ayda Gelin bu konudaki görüşlerini Bu kitapta sunduğu şekliyle anlatmadan önce kelimenin bu şekilde Heideggerin yorumladığı şekilde yorumlanışının iki eski önemini vermek istiyorum bunlardan bir tanesi 1801 yılına ait 1799-1801 yıllarına ait adenuk isminde bir Alman dil bilimcisi bir kitap uzun bir sözlük yazıyor Çok ciltlerle baya ciltler dolusu bir sözlük yazıyor kitabın sözlüğün ismi şöyle gramer criticalburg destesi çok ünlü bir sözlük Bugün de çok değerli bir sözlük eski bir sözlük olduğu için Heideggerin bunu kullanıp kullanmadığını bilmiyorum Fakat burada bakın tarih 1800 şöyle bir bölüm var aufeo organı çok ilginç benzer bir şekilde yunanca'daki aletesk kelimesi esasında açığa çıkmış örtüsü kaldırılmış saklı olmaktan çıkmışlığı ifade eder bunu kullanan kişi adelok ve Sanırım ilk ben buldum Çünkü Bildiğim kadarıyla sadece ve sadece fenomenolojinin tarihi üzerine yazılmış bir kitapta bu kavramın daha önce harman tarafından kullanıldığı yazılıyor ilk örneğinin harman olduğu söyleniyor ama ilk örnek Aslında benim gördüğüm kadarıyla Heidegger buradan da görmüş olabilir burada Esin kaynağı fakat hartman bunu çok ayrıntılı bir şekilde işliyor artmanın doktora tezinden sonra yazdığı bir deyim yerindeyse büyük bir kitap var marbur okulunun Platon yorumu buradan çıkıyor Neşet ediyor Marduk okulun 2 tane esas Platon yorumu var kitap olarak bunlardan bir tanesi parnaturp'un Platon'un ideaları ideaları öğretisi üzerine yazdığı çok kalın bir kitap uzun bir araştırma çok ünlü yeni kampçı Platon yorumunun kökeni 1901 yılında yanlış hatırlamıyorsam en son baskısını yapıyordu daha sonra 19 yılında hardman'ın gene Marvel kokulu içerisinde pilates logitecisi aynısı yayınlanıyor yani varlık mantığı platonun varlık mantığı adlı eseri Bu platonun idealar teorisi üzerine ideaları üzerine kuramı üzerinde genelevi kitap 500'er sayfa Bu kitap yani natorpun ve ki ben gerçekten ileride bunları çevirmek istiyorum Platon'un idealar teorisi üzerine belki de en kapsamdaki kitap yazılmış bir yerde şöyle söylüyor hardman Ersin mi ya buffinity adlı hemen yunancası var edoxe gonta öyle geliyor ki yapılması gereken bir şey var logoslara doğru geri çekilmek inmek logoslara doğru geri çekilip ona indikten oraya kaçtıktan sonra yunancası oradan çekilmek kaçmak demek en ekeynos Tam da logoslarda scope'in gözlerine varlıkların hakikatini varlıkların açığa çıkmışlığını logoslara çekilerek logoslarda görmek gerektiğini düşünüyorum diyor geçen hafta da meslektaşlarının yaptığım bir konuşmada bunu anlatmaya çalışmıştım logoslara geri dönerek Onlarda denilmese bir açığa çıkma Alanı yaratarak dış dünyadaki istatistes alanına duyulur dünyaya gitme gereğini ortadan kaldırıyoruz Platon polite ya da 6 kitapta astronomi örneğini Bu yüzden veriyor astronomlar ne ile uğraşırlar diye soruyor Sokrates Karşıdaki kişi diyor ki gökyüzündeki Yıldızlara bakarlar Göksel kürelere hareketlerini gözlemlerler Peki nereye bakarlar yukarıya dışarıya bakarlar diyor tam tersine Sokrates diyor ki hayır gerçekte içlerindeki logos alanına çekilerek içlerindeki Gök küresine bakarlar Dolayısıyla astronomi faaliyeti yukarı doğru değil aşağı doğru bakılarak yapılır katafikon'da logoslara doğru kaçarak bu ki faydan diyaloğundan alıntı bunu özellikle vurgulamak istiyorum çünkü burada alete ya kelimesinin anlamı ne hakikat ne doğruluk İkisi de yeterli ölçüde karşılamıyor şöyle çevirirseniz ama anlamlı oluyor hakman öyle çeviriyor işte ardından şöyle çeviriyor logoslara doğru geri çekilerek bana öyle geliyor ki bu mecburi bir şey logoslarda var olanların açığa çıkmışlığını gözlemlemek logosların kendisinde var olanların hakikati açığa çıkıyor Örneğin Gök küresinin kendisinde yıldızları Yıldızlar demiş Olduğumuz şey bir logos olarak alıyorsunuz Yıldız demiş olduğunuz şey Aslında sizin içinizde tutmuş olduğunuz bir açığa çıkma alanı yıldızın hakikati sizin yıldız logosunuz da açığa çıkıyor Örneğin gök gürültüsü demiş olduğunuz şey o yüzden dışarıda değil Gök gürlesi demiş olduğumuz logosun kendisinde Gök küresinin mahiyeti açığa çıkıyor astronomlar matematikçiler Bu yüzden ilgilendikleri konuların zihinde oluşturmuş oldukları logoslarında o varlığın hakikatine Vakıf oluyorlar onun görünüşe gelişini görüyorlar Çünkü Evet görüyorsunuz artman böyle çevirdi sonra bir 5 Nutuk var uzun uzun bir beşinci notu var burada bize hartman uzun uzun anlatıyor okumak istiyorum temel anlamı saklı olmaktı aletes saklı olmama hali açığa çıkmış hali diyor fürdisi alfasulü bu şekilde davranışı için elimizde şu deliller de var diyor hardman yunancadır lt epistemis apobole yani bilginin ortadan kalkışı demek unutkanlık unutmuşluk Ford Nick Dolayısıyla muski episte ve en iyi Dolayısıyla bilginin Apa böyle olmamışlığı kaybolmamışlığı hali zorunlu olarak unutulmamışlığı ya da açığa çıkmışlığı getirir nasipse epistem mitik bir lt imgesi vardır hepimizin bildiği bir şeyde Hades'in ülkesinde kısaca Hades de denebilir lt ırmağı var biliyorsunuz Bu ırmaktan Yani insanlar tekrar doğmadan önce önce bu ırmağın suyunu içiyorlar her şeyi unutuyorlar ve okumak istiyorum gezelim diye geçti unutkanlık düzlüğünden geçiyorlar unutkanlık dur Tasvip yunancasıyla unutkanlık vadisinden geçerek geçmiş hayatlarına ilişkin her şeyi unutuyorlar 4f'lerinizi unuttuklarında açığa çıkmışlığı unutuyorlar o zamana kadar açığa çıkmış kendini göstermiş olan her şey geriye çekiliyor Karanlığa doğru çekiliyor ve böylelikle uzun yollardan geçerek sahip oldukları bilgilerin anıların tümünü kaybetmiş oluyorlar işte anneanne siste yani platonun anımsaması da Tam da bu daha önceki hayatlarında açığa çıkmış olan şeylerin yeniden açığa çıkarılması süreci yani Ve bunu nasıl yapıyorsunuz daha önce bildiğiniz şeyi anımsatarak değil dışarıdan Hayır şöyle yapıyorsunuz Onlar daha önce hangi alanda berayda açığa çıktılarsa önce o açığa çıkma alanını yaratıyorsunuz Örneğin logos böyle bir şey logoslar aracılığıyla var olanların hakikati açığa çıkabilecekleri alana kavuşuyorlar dolayısıyla her anneannesi süreci dışarıya doğru değil içeriye doğru gerçekleşiyor şimdi Hayde geri geri dönelim Haydi kelimesini başlangıçtaki Alfa kelimesinin Alfa privative olduğunu Yani yoksulluk Bildirici Alfa olduğunu olumsuzlayıcı olduğunu söylüyor fakat olumlu olan şey ne ferborganızı aynı yani saklı olma hali Dolayısıyla hakikat demiş Olduğumuz şey saklı olandan saklı olmama haline doğru bir çabayı ifade ediyor göre göre dünyanın açığa çıkmışlığı örtüsünün kaldırılmışlığı ancak ve ancak bir çabayla gerçekleşiyor bunun kazanılması boğuşarak kazanılması gerekiyor Dolayısıyla dünya başlangıçta kapalı tümüyle olmasa bile kapalı ve açığa çıkartıcı açığa serici bilme faaliyeti derinlemesine bir şekilde konunun içerisinde girerek dünyanın söz konusu olan konunun Neyse hakikatinin açığa çıkmasını sağlıyor önce açığa çıkmadığını bizim dış Dünyamız oluyor içinde bulunduğumuz çevre Dünyamız oluyor temel ihtiyaçlarımızı karşıladığımız gündelik hayatımızın gerçekleştiği dünya önce var olanlar bize bu İçinde bulunduğumuz dünyada kendilerini göstermeye başlıyorlar daha sonra farklı açığa serme yollarıyla öteki var olanlarında açığa açmasını sağlıyorsunuz önemi matematikle matematik demiş Olduğumuz şey tam da bir keşif matematik bir icat değil platonda ve özellikle Neden Çünkü matematiğin nesnesi ancak matematiksel bir düşünüşle kendisini göstermeye başlıyor o matematiksel düşünüş matematiksel neslinin açığa çıktığı alanın kendisi Dolayısıyla Bu alanın kendisi olan matematiksel düşünülmüş açığa çıkmadan matematiksel nesnelerde kendilerini gösteremiyorlar nesne bile demek doğru değil matematiksel varlıklar Örneğin üçgen demiş Olduğumuz şey Dolayısıyla İnsan zihninin bir yapıntısı insan zihnini bir uydurması fiktif bir şey değil tam tersine nicelik kavramı ile ilgili Büyüklük kavramı ile büyüklükle ilişkilerde kavram demen bile yanlış bunlarla ilişkili bir var olan Tabii ki bunu matematiğinin bir kısmı katılmayacaklar Her neyse şimdi ikinci önemli kısım benim açımdan Yani en önemli şeylerden bir tanesi Şu hale ile ilgili hale geldi açığa çıkmıştık var olanların bir niteliği fakat temel olarak insan varoluşunun var olma karakteri yani aleteya sadece ve sadece var olanların bir özelliği değil onların niteliği değil aslına bakarsanız mintilik bile değil Çünkü insan var oluşu olmadığı zaman deyim yerindeyse mevcut kalmaya devam ediyorlar fakat insan var oluşu bir kere açığa çıktıktan sonra o ışıklı ananın içerisinde var olanlar kendilerine özel bir şekilde göstermeye başlıyor Bu yüzden de o özel görünümün Kendisi de onlara ait var olanlara ait Örneğin ırmağın içerisindeki bir nehrin içerisinde insan olmadan önce olan şeyler gene sabit olarak var fakat insan ortaya çıktıktan sonra ırmağın ifade etmiş olduğu nehrin ifade etmiş olduğu şeylerin miktarı sayısı yekûnu inanılmaz şekilde sonsuz ölçüde artıyor ve dolayısıyla bizim varoluşumuz sayesinde kazanmış olduğu içerik de ben de pay alıyor var olanlar Heidegger de bu yüzden aritaya çift yönlü şimdi insan faaliyeti de insanın bu açığa çıkartıcı faaliyetini aletevisini kullandığı tabir bunu nasıl karşılayacaksınız sözlüğe girdiğinizde şu ta bakın burada elimde gösteremiyorum son son iki cümleyi okuyabiliriz weülyen kelimesini çevirmek istemiyoruz diyor haldeger Alev TV birebir çevirecek olursak açığa çıkartıcı örtüsünü kaldırıcı olmak keşfet keşfediyor olmak keşfediyor olma halinde bulunmak divelt dünyayı Ağustos dünyayı kapalı olduğu karanlık alandan dışarı doğru çekmek Işıklı alana doğru çıkartmak kilidini açmak ve üstündeki örtüyü kaldırmak işte dünyanın üstünün örtüsünü kaldırma açığa çıkartma görünüşe getirme gün ışığına çıkartma eyleminin adı Yunanca da alevi fakat sözleri baktığınızda bunun nasıl karşılandığını göreceksiniz doğruyu söylemek doğruyu söylemek doğruyu söylemek olarak çevriliyor genelde fakat halde göre göre doğruyu söylemek diye çevirirsek hiçbir anlamı yok Bu cümlenin şimdi peki görelim aristotelesi şu anda yorumlamaya başladık önce zor logon ekonu ünlü aristoteles'in tanımına bakalım biliyorsunuz zor logonecon şöyle çevriliyor genel çeviri Akıl sahibi canlı Hatta en yüzeysel çevirilerden bir tanesi Akıl sahibi hayvan zoon'u hayvan diye karşılar Aslında canlı demek logosu da akıl diye karşılıyorlar fakat Hayde girin çevirisi şöyle konuşan canlı konuşmaya logosa sahip olan canlı logosta bir açığa çıkartma alanı logos aracılığıyla sadece ve sadece logosla görünebilecek olan şeyler oraya iniyorlar Yani insana iniyorlar iyileşemeye başlıyorlar kendini göstermeye başlıyorlar Legends aynı kökten geliyor bunlar derece denilen bir şey var lingoistlikte 0 derecesi olduğu zaman sadece ve sadece sessiz harfler alıyorsunuz LG Eğer e derecesi yaparsanız leke oluyor o derecesi yaparsanız log oluyor aslında hepsinin kökü led kökü 0 derecesi o derecesi e derecesi diye geçer linggoistlik de bu Yunancada da böyle bir lingoistlikeyi de şöyle çeviriyor Hayde gel wireles yaşama yolu yaşama tarzı küsiki ruh diye çevirmiyor Yaşam Yolu yaşam şekli yaşama tarzı kastettiği şey şu; insanlar içinde bulundukları dünyada ve içinde bulundukları zaman da var olanlar kendileri nasıl açıyorlarsa onları öyle anlamlandırıyorlar ve dolayısıyla da ruh demiş Olduğumuz şey dar anlamıyla sadece ve sadece zihinsel bir yapı işte hissetme durumu düşünme filan hali değil temel olarak deneyimleme şekli varlığı deneyimleme yolu yaşama formu yaşama hali İşte buna Yunancada Hayde geri göre püsüke deniyor Her neyse şimdi bu logos kelimesine biraz daha bakalım Aristoteles logosun özel bir şeklinden bahsediyor biliyorsunuz logos apofanticos apofanticos demek açığa çıkartıcı logos demek Apo Apo filin bir şeyin görünmesini sağlamak demek bir kaynaktan bir kökten onun görünmesini sağlayıcı bir şekilde ona yaklaşmak demek Bunu Apo filan deniyor Yunanca'da isim şekli apofensiz görünüşe getirmek bunun da iki formu var katafasa siz Apo fasis kata bass sesi yaptığınızda Evet diyorsunuz ona belli bir yüklem yüklüyorsunuz belli bir nitelik yüklüyorsunuz diyelim ki söz konusu olan özneye yani yargının öznesine logosun yargı olarak anlarsak dar anlamıyla onun öznesine belli bir yüklem yüklüyorsunuz buna katafa isteniyor Bir de Apo Asist var onda bir şeyin bulunmadığını yani delillemesini yapıyorsunuz yargının ya da önermenin değilmesi fakat hale göre göre bu logosu da gerçekleşen bu iki Eylem ikisini de ortak özelliği değerli onun yani açığa çıkartmaları bir şeyin başka bir şeye bir özelliğin bir varoluna ait olmadığını söylerken bile Hayde göre göre onun kendisine işaret etmiş oluyorum yiyecek buna çok diyecek Bununla ilgili çok espriler yapıyor görmüşsünüzdür işte minnoşka diye bir film var o filmden anlattığı bir fıkra var Adamın birisi işte giriyor diyor ki daha doğrusu oturuyorlar filmde öyle oturuyorlar bir espri yapmak istiyor oturan kişi oradaki gelen garsona diyor ki işte elinizde kahve varmış O da var diyor fakat diyor Ben diyor Sütlü Kahve istemiyorum diyor Lütfen diyor süt koymayın diyor O da tamam diyor gidiyor diyor ki elimizde diyor süt yoktu fakat elimizde krema vardı Ben size kremasız kahve getirdim Özünde İkisinde de söz konusu olan şey aynı kahveymiş gibi gerekiyor fakat olumsuzlamaları farklı kremasız kahve ile Aslında sütsüz kahve aynı şey değil Çünkü kahveyi ilişkili onda neyin olmadığını söylediğinizde başka bir kahve oluyor aslında bu çok mu soyut geldi aslında sanıldığı kadar soyut değil bir şeyle ilişkili olmayan nitelikleri saydığınızda o var olanlara ilişkin bir kavrayış elde ediyorsunuz ilahiyatın ünlü kavramı diğer negatifa duymuşsunuzdur olumsuz yol ortaçağ ile hayatında batıda çok ünlü bildiğim negatif teoloji bunun örneği zaten İslam'da da var tanrının niteliklerini söylemektense tanrının ne olmadığını söyleyerek Tanrı anlamaya çalışıyorsunuz negatif yoldan Fakat bu iyi bir yol aslında Çünkü tanrının ne olmadığını söylediğinizde aslında onun olmadığı şeyle ilişkili olarak ne olduğuna işaret etme şansı elde ediyorsunuz dolayısıyla her su aynı su değil Ayda gelin göstermeye çalıştığı şey o şimdi yaşamın ustası bir varlığının asıl varlığını oluşturan şey küsüke yaşayan varlığın asıl varlığı püslüce yoluyla açığa çıkıyor şimdi isterseniz bu giriş bölümü kitabın giriş bölümü şu ünlü ruh tanımına bakalım bu çok ünlü bir ruh tanımı biliyorsunuz ve bunu Hayda ilginç bir şekilde çeviriyor önce size bunu göstermek istiyorum bakın nasıl çevirdiğini göreceksiniz önce yunancasına bakalım ve çevirelim hepüseksin enteleke [Müzik] entelekeye gelir Önce çevirmek istiyorum size ruh birincil enteleke ya birincil enteleke yayadır neyin Peki birincil enteleke üyesidir tam gerçekleşmiş tamama ermişliğidir somatos husiko dinamous fiziksel bedenin fiziksel cismin Daha doğrusu henüz canlı olmayan cansız cismin fakat nasıl bir cansız cisim günah Misi olarak yani olanağı bakımından yaşama sahip olan fiziksel cismin birincil tamama ermişliği çok mu acayip bir şey Bakın şimdi isterseniz önce Heideggerin tanımını çevirelim ruh öyle bir şeydir ki bas ambleyi aygıt iks anvesent housemt yaşayan var olan da onun asıl bulunuşluğunu eğleşmesini açığa çıkmışlığını kendini göstermişliğini oluşturur ruh potansiyel olarak yaşam sahibi bir varlıkta onun asıl kendini göstermişliğini açığa çıkarmışlığını oluşturur anzol kim zaynının öyle bir var olandaki gazete mülkli olanağı bakımından yaşamaktadır olanağı bakımından yaşıyor olandır şimdi bu aslında aristoteles'in bu tanımı onun hareket tanımıyla aynı fark ettiniz mi bilmiyorum aristoteles'in hareket tanımını aklınıza getirebilirsiniz bana birisi söylemek ister misin sorabilir miyim Cemalettin hocam aristoteles'in hareket tanımını hatırlıyor musunuz hu dinamo ontos entelekeya He Toyota şimdi hatırlamışsınızdır diye düşünüyorum Evet Şöyle ki dünya mis bakımından dünya mis bakımından var olanın Tam da dünya Biz olduğu ölçüde gerçekleşmesi tamamen ermesi kinetisttir şimdi bu çok acayip bir tanım ve bugün aslında bütün bir yazının onunla ilgili olduğunu göstermeye çalışacağım temel tanım şu; yani ruhla ilişkisini şöyle kurayım temel olarak yaşayan bir varlık dünya misal olarak Aslında ruha sahip fakat dünya misal olarak ruhun açığa çıkması için bir hareket olması gerekiyor Yani bir gerçekleşme süreci olması gerekiyor tamamen ermesi gerekiyor isterseniz şöyle söyleyelim fiziksel cismin işte bazı materyal yollardan geçerek bazı mekanistlik ya da deyim yerindeyse biyolojik yollardan birinci çıkarması diye bir şey söz konusu değil bilinç dediğimiz şey bile aslında onda yok gerçek anlamıyla püsüke Denilen Şey bu alete evwain formları yani açığa çıkarma yolları küsüke demek İnsan varoluşunun değişik var olanlarla temas etmesi demek onları açığa çıkartma formu demek aratv değil Bunu ifade ediyor güzel Peki bu durum ne zaman açığa çıkıyor Tam da bu bir yaşayan varlıkta Bu potansiyele bir sahiplik varlıkta onun kendi doğal hareketi içerisinde açığa çıkıyor yani yaşamakta olan yaşayan bir varlık olarak insanın günahisi Öyle bir dünya miski öyle bir olanak ki o olanağın kendini gerçekleştirmesi sırasında biz var olanları açığa çıkartıyoruz Heideggerin anlayış şekli böyle bilmiyorum Çok mu kapalı geliyor Aslında bütün bir iki haftadır bunu anlatmaya çalışıyorum temel olarak şimdi Temel aletö ve informlarına bakalım püskenin Yani insan ruhunun deyim yerindeyse temel açığa çıkartma formları tarzları 5 tane aristotin 6 kitabında Epic DM bilgi tekne Yani birazdan tanımlı yapacağız tekne hepimizin tekne olarak kalsın Pro lses kavramı Sofia biliyelik diye çevriliyor ve Nus bunu da çevirmeyelim Şimdilik böyle kalsın aristoteles'e göre aletevy Bey'in önce bir kısa tanımını yapalım Önce logosu olanlar var logosuz olanlar var logoslu olanlar 4 tane muz dışındakilerin hepsi logosla gerçekleşiyor Nus logosuz gerçekleşiyor önce tekniği tanımlayalım Heideggerce ziha vukuf sahibi olmak Türkçedeki en iyi karşılığı zihgs sahibi olmak bir şeyi yapmaktan anlamak onda öylesine bir vukuf sahibi olacaksınız ki söz konusu olan konuyla ilgili ona hakim olacaksınız örneğin; Özen gösterirken işlerken elle iş görürken imal ederken yaparken bütün bunları yaptığınız sırada tekne onu anlatıyor müthiş bir bilme kapasitesine sahipsiniz Ama onun değinilmesi ruhunu biliyorsunuz sözgelimi bisiklet kullanıyorsam bisikleti öylesine iyi kullanıyorum ki vukuf sahibiyim Hatta bisikleti yaparken bisikleti iman ederken demirin Neyse onun kılcal damarlarına kadar yayılabiliyorum Onu hissedebiliyorum bu hissetme vukuf sahibi olma durumu Heidegger de bir episte mi hala aslında yani söz konusu olan şey bir el becerisi değil maharet değil hale geldi Örneğin teknik demiş Olduğumuz şey zanaat demiş Olduğumuz şey temel olarak bir el becerisi değil temel olarak bir vukuf sahibi olmak hali bir şeye Vakıf olmak hali Dolayısıyla Örneğin bir ayakkabıcı bir terzi yapmış oldukları işin üstünde bir Hakimiyet kuruyorlar ona Vakıf oluyorlar Bu Vakıf olma hali ise temel olarak zaten bir bilme durumu yani terzi gerçekten de dikmeyi biliyor bilmek kelimesi Türkçede bu yüzden tekneye çok uygun bir kelime halde gel görseydi Belki de hoşuna giderdi Gerçi Almanca var söylemek lazım fakat biz binmeyi çok güzel kullanıyoruz bir şey yapabilmek diyoruz üretebilmek çizebilmek yazabilmek bir giysiyi dokuyabilmek ve benzeri şeyler örebilmek bunların hepsinin sonra binmeyi ekliyoruz Dolayısıyla tekmeden anlaşılan şey tam da o bilme hali Zihni Bunlar temel tanımlamalar bunları açacağız episteme ise genel olarak var olanların duasını kavrama sanatı var olanların duasını kavramaya başladığınız andan itibaren onların ilkelerine inmeye başladığınızda Daha doğrusu ilkelerinden yola çıkarak onları kavradığınızda sadece ve sadece nasıl olduğunu değil niçinleri ortaya koymaya başladığınızda episteme ile iştigal ediyorsunuz aristotelese göre ve Hayde gene göre daha doğrusu halde gelirse senesinde pislemesini böyle anlama eğiliminde aristoterus de öyle anlatıyor zaten arkelerden yola çıkarak ülkelerden yola çıkarak anlamak episteme bu Peki arkelerin kendisini nesne haline getiriyor musunuz epistemelerde Hayır Örneğin astronomi bilimini yaparken astronomi biliminin kendisinden yola çıktığı ana ilkeler var bu ana ilkelerden yola çıkarak astronomi ilmini yapıyorsunuz fakat ilkelerin kendisini Ayrıca neslinin haline getirme gereği hissetmiyorsunuz deyimlerin de ise onları verili alıyorsunuz Tıpkı matematikte aksiyonlarda olduğu gibi farklı bir kavram ayda göre göre bu omziht dediği şey yani sağ göre çevreyi kolaçan etmek çevreyi gözetlemek neyin nasıl yapılacağı konusunda bir sağduyu sahibi olma hali yani fronasis sahibi olan bir kişi neyin ne zaman nasıl yapılacağı konusunda temel bir vukufa sahip temel bir kavrayış ve hisse sahip pronetli temel olarak ifade ettiği şey böyle bir sağa duyu sağa Gölü hali Halide Eğer bunu unze kelimesi ile karşılaşıyor kastettiği şey çevreyi kolaçan ederek var olanların size mesafesini olayların size yakınlığını ve Uzaklığını fark etmek nasıl davranacağınız nasıl elleyeceğiniz konusunda bir kavrayış sahibi olmak bu kavrayışa Heidegger umight ya da aristotelesi değişti fronasis diyor sofya'ya gelince Sofya asıl anlamıyla kavrayış epistemede arkeleri anlamadan bırakıyoruz gerçek anlamıyla arkelerin nesnemiz konumuz haline getirmiyoruz fakat Sofia söz konusu sonunda bilgelik söz konusu olduğunda doğrudan arceleri ilkeleri konu haline getiriyoruz Bu yüzden ona hale geldi asıl anlamıyla anlamak diyor ve son olarak nove'in hepsinde var Noel florones sermayenin yani gerçek Hatta fernament bir şeyi işiterek kavrayarak alımlamak dolaysız bir şekilde alımlama yolu nus'un ifade etmiş olduğu şey dolaysız bir şekilde alımlamak Hatta Hayde Gel buna Daha sonra işitmek diyecek şu ana kadar anlattığım şeylerle ilgili sorunuz Kafanıza takılan bir nokta eleştirileriniz varsa almak isteriz ben size sorayım sınav anlamında değil aranızdan birisini seçecek de değilim Sadece fikirlerinizi almak istiyorum Heidegger de alete Örneğin açığa çıkarma yolları dediğinde Neyi kastettiğini anlayabiliyor musunuz Aslında şiirsel bir şey kastetiğini anlayabiliyor musun son derece şiirsel bir şeyi kastediyor var olanlar öteki tüm var olanların açığa çıktığı birer alan arkadaşlar Dolayısıyla hiçbir şeye kıymayın ayda gelin felsefesinin özü son derece hümanist bir hale geliyor hümanist demeyelim isterseniz hümanizmi sevmiyor o Hümanizm tabirini kullanmayı sevmiyor Çünkü hümanizmde bir şekilde insan var oluşunu iradesi üzerinden Merkezi almak var Ve bugün İnsanlar bir şey yaptıklarında Bu benim eserimdir diyorlar Örneğin Eser işte Ben yaptım Biz ürettik ve genelde de bunlar çoğu zaman dünyada işte Gökdelenler betonarme binalar işte barajlar Yollar vesaire oluyor Aslında bakarsanız Heidegger açısından bakıldığında bu tamamen varlığın özüne bir tecavüz Neden Çünkü varlığın Özünde bir açığa çıkma yolu var kendisini karanlıktan açığa çıkartmak için belli ölçüde sana bırakıyor bir kere açığa çıktıktan sonra kendisini oraya gizliyor Çünkü her açığa çıkmış var olan aslına bakarsanız aynı zamanda karanlığın bizzat kendisi neden bağlantılarını göstermiyor hatırlayacaksınız buna Hayde Gel toprak diyordu Eğer de örneğin ses demiş olduğumuz şeyi üzerine dil biliyor sesin üzerine Beste biniyor müzik biniyor fakat sesi sesle müziği yakalamaya çalıştığınızda müzik şey ses kendisini kapatıyor onda hale geliyor orada Oysa Ki müzik olanağı var sesli müziğin olanağı var Dolayısıyla halde gerde genetik çıkarsama yasak Yani siz zamansal olarak sonra gelen şeyleri mekanistlik yollardan türetemiyorsunuz hale geldi fenomenler Bu yüzden önemli isterseniz şöyle bir örnek vereyim bilinçlemiş Olduğumuz şey hale geldi sonradan ortaya çıkmış bir şey değil Haydi geri geri bilinç dediğimiz şey zaten Şu haliyle modern bir kavram iş daha güzel kavrayış püslüce olarak kavramak Yani tam da resotoristin kavradığı şekilde kavramak varlığı deneyimleme yolu varlığı açma açma mahareti becerisi yetisi varlığı denileme yoluna Eğer ruh olarak tanımlarsak ruhun kendisinin bedenin ürünü olmadığını anlayabilirsiniz Çünkü önce Bedensel olarak bir yapı gelişiyor Ondan sonra ruh demiş Olduğumuz şey dünyada açığa çıkmıyor ruh demiş Olduğumuz şey hayrete göre en baştan beri zaten hakikatin varlığın bir yönü bir veçesi indirgenemez bir vescessi ve o yüzden de türetilemez bir şey zamansal olarak çıkarsanamaz bir şey algoritması Bu yüzden mümkün değil Onu belli yollardan giderek bilincin yani bilincin matematiğini kendinin matematiğini kendi eklemiş olduğumuz için matematiğin ortaya koymak mümkün değil kendim sordum kendim yanıtladım Heideggerin Faşizm hikayesi ayrı bir hikaye felsefesiyle Ben de felsefesinin bir yönüyle bağlantılı aslına bakarsanız bir yönüyle bağlantılı Örneğin modern kentleri sevmiyor Hale gel ve bu bir bakıma nazilerin de bir bakıma yaptıkları bir şeydi yani faşist hareketler 2 yönlü oluyorlar bir yönleriyle fütürist oluyorlar bir yönleriyle de otantik olduklarını düşündükleri şey geri dönme eğilimleri oluyor Heidegger nazilerin yani nazizmin teknoloji ile olan ilişkisini önce aklıyor bir bakıma hoşuna gidiyor sorun aslında ondan kaynaklı modern tekniği bir şekilde küçümsüyorlar Naziler başlangıçta Yani daha otantik Germen Alman diyebileceğimiz var olma formlarına geri dönüş hayali kuruyorlar Bu yüzden de hayat Hayatta en hakiki mürşit ilimdir yaklaşımından nefret ediyor hale gelir Çünkü ona göre hayattaki en son rehber teknik ya da bilim olabilir bilimin kendisi hiçbir şekilde rehberlik edemez halde geri gelelim nazizmin de böyle bir yönü var başta modern tekniğe karşı bir duruşları var Heidegger bunu Çok sempatik buluyor fakat Bence demirin çok Budala saf politik politik sezişi kuvvetli değil daha sonra Fakat modern teknikle olan ilişkisini ne kadar Korkunç olduğunu görüyor nazilerin nereden görüyor bunu silah sanayisi Çünkü biliyorsunuz ki modern Tekin olmazsa olmaz yönlerinden birisi bomba üretmek savaş uçağı öğretmek tank üretmek silah üretmek ve Heidegger Naziler bir kere kontrolsüz bir şekilde silahı üretmek için endüstriyel Fabrikalar falan kurunca tamamen desteğini geri çekiyor Bugün de modern teknik özü itibariyle Aslında tabanda siler üretiminin üretimine dayanan bir şey bir ayağı En azından çok güçlü bir ayağa silah üretimine dayanıyor bugün Sizler üretimini devre dışı bırakırsanız modern teknik gerçekten çöker bu konuda bilmiyorum Siz aynı fikirde misiniz Ama çok dile getirilmeyen bir şeye insanlar genelde modern teknik deyince sivil bir şeyi anlıyorlar Oysa ki modern teknik özü itibariyle askeri bir şey internetten tutun Şu anda kullandığımız pek çok teknolojik aygıt teknik bilme formu bilme şekli Aslında askeri endüstriden çıkan şeyler Dolayısıyla askeri endüstride Hayat buluyor oradan Neşet eriyor oradan doğuyor fakat askere endüstride hayat bulan şey de askere değil özü itibariyle tüm hayatımızı kaplayan bir şey bir var olma şekli var olma Yolu ve bu Amerika'da için geçerli Çin'in içinde geçerli hale gelir üçüncü bir yol olmasını istiyor naziz mi de değil maalesef faşizmi de üçüncü bir yol olarak görüyor faşistlerde zaten öyle söylüyorlardı Biz diyorlardı üçüncü yoluz sosyalizme komünizmi ve kapitalizm karşısında üçüncü bir yolu savunuyoruz diyorlardı fakat ondan anlatmaya çalışıyorum Bu bir budalalık. 

Yorumlar