Saygın Günenç, Modernler Klasikleri Neden/Nasıl Okudu?, Heidegger, 1. Seminer

  


Saygın Günenç, Modernler Klasikleri Neden/Nasıl Okudu?, Heidegger, 1. Seminer

Evet klasik düşünce okulunun değerli üyeleri katılımcılar sevgili hocalarım değerli öğrencilerimiz hepinizi saygıyla selamlıyorum yıllardır hayalini kurduğum bir şeydi Burada konuşma yapabilmek Burada sunum yapabilmek ve YouTube'da daha çok Tabii ki sizi takip ediyordum ve sonra bir şekilde işler rast gitti ve Talih Bana bu şansı tanıdı Siz geldiğiniz için buraya beni dinlemek için geldiğiniz için Hepinize çok teşekkür ediyorum bugünkü konumuz sunumun ana meselesi nasıl yorumladığı hangi yollardan gittiği Neden böyle bir Arus özelesi neden Heideggerişen önemli olduğu meselesi bunlar üzerine tabii ki konuşacağız Fakat daha önce de Metin hoca bahsetmişti okuma kavramı yorumlama kavramlarından çok önemli ben de kısaca neden aristoteless ve Heidegger bizim için önemli Bunu bir açıklığa kavuşturmak istiyorum Öncelikle Aristoteles tarih boyunca filozof olarak anılmış bir kişi yani işte İngilizce'de the flosofer ya da Almanlar D filozof diyorlar sonra belki işte Shop'un her devreye giriyor 19 yüzyılda birden popüler olması ile birlikte Shop demeye başlıyorlar sözgelimi nice ve Shop konuşurlarken sürekli olarak hep değer filozof derlermiş için bir anda Resulü sonra Fakat 20 yüzyılda bir Titan gerçekten bir düşünce titan'ı kendisini gösteriyor adım Martin Heidegger kimilerine göre 20 yüzyılın en büyük Filozofu Ben de uzun süre açıkçası bunu küçümsemiştim bu yaklaşımı benim için hiçbir zaman hayaliyle 20 yüzyılın en büyük Filozofu olmamıştı daha çok Benim için en büyük filozof Nicolai Hartmann'dı Çünkü Nicolai Hartmann 20 yüzyılda Heidegger’i yeniden dirilten kişiydi benim için fakat sonra okudukça derinleştikçe hale geldi ayda gelin Gerçekten de çok ayrıksı bir figür olduğunu fark ettim ve şu anda da benim için gerçekten herhalde 20 yüzyıldaki en büyük düşünce titan'ı Heidegger’i ve Aristoteles arasındaki ilişki gerçekten çok yakından Çünkü Aristoteles'in kavramlarını öylesine yeniden anlamlandırıyor ki Heidegger adeta Yeniden doğuyor Ve ben bunu göstermeye çalışacağım size çok girişte uğraşmak istemiyorum gelirken ölümüyle çok eğleşmek istemiyorum burada o yüzden doğrudan konuya girmek istiyorum. Açıkçası kendimi sanırım konuya girdiğim zaman daha iyi ifade edeceğim Öncelikle önemli temel kavramlar ve bazı uygulamaları dedim ama Şuraya da bir bakarsak herhalde iyi olacaktır bu Aristoteles’e ile ilgili bir Heidegger’in 33 ciltte gezenti aux kahvede yani toplu yapıtlarında teta kitabının yorumunda şöyle bir yorum yapıyor şöyle bir aslına bakarsanız ara bölüm diyor ki bunu okumak istiyorum aristotelesse Böylece her felsefe Eğer onları asıl köklerine ve sorularına doğru aşıp geride bırakamazsak bize kapalı ve kilitli kalır Öyleyse yapılması gereken arı stresi geride bırakmaktır fakat bir ilerleme anlamında ileriye doğru değil Aksine onun tarafından yakalanıp kavranmış olanın örtüsünü kaldırarak daha kökensel bir şekilde gün ışığına çıkarmak yönünde geriye doğru burada Heidegger’i tanımlayan pek çok şey var Bunlardan bir tanesi paradoksal konuşması Örneğin hemen size cümlenin başında göstermek istiyorum Almanca da şöyle söylüyor vendia zion 7 filozofi yani her felsefeyi nith in rifting and'in Almancada geride bırakmak demek geçmek demek ileriye doğru yapılan bir şey aslında Fakat Heidegger bunun geriye doğru yapıldığını söylüyor Yani asıl köklere doğru gidiyorsunuz asıl kökleri başlangıçlara doğru kaynaklara doğru yaklaştığınızda asıl O soruları gördüğünüzde yani kökensel Soruları gördüğünüzde aristotelesi aşma fırsatı sadece röförisi değil belki de tüm felsefe tarihine açma fırsatı ortaya çıkıyor Öyleyse yapılması gereken şey ileriye doğru değil yani bir ilerleme anlamında değil Ama daha kökensel bir şekilde onun gördüğünü yeniden görmek gerçek anlamıyla yeniden anlamlandırmak burada son kullandığı bir sonunda kullandığı bir tabir var entürlung destfonuyum defacton onun tarafından yakalanmış olanın örtüsünün kaldırılması bu aslında Arke dediğimiz şey yani başlangıç dediğimiz şey Heidegger başlangıcı bir tanrı gibi düşünüyor Hatta günahlar içinde platonda da geçen bir tabir bu Arke bir tür tanrıdır kastedilen şey şu; bir kere bir başlangıç yapıldıktan sonra sadece ve sadece başta kalmıyor fakat kendisinden sonraki gelen bütün yönü de belirliyordu bütün doğrultuları çıkış noktalarını istekleri belirliyor Dolayısıyla başlangıç sadece ve sadece başta olan bir şey değil içeriden sürekli olarak yönlendiren bir güç Heidegger böyle düşündüğü için Örneğin funning Get fastın demiş Almancası bunun aslında bir başka deyişte anfang Fun yakalamak demek anfang başlangıç Bu arada Türkçede Fun yakalamak demek yani siz bir başlangıç yaptığınızda o başlangıç sizi yakalıyor içine alıyor ve oradan bir tünelden geçer gibi tarihin içinden ilerliyorsunuz Dolayısıyla Heideggerin yöntemi filozofları geriye doğru okumak Başlangıca doğru geriye doğru okumak şimdi biliyorsunuz Halide gel fenomenoloji okul içerisinde yer alıyor hocası doğrudan hussel ve Heidegger fenomenolojik yöntemi bu selden farklı olarak 3 aşamada ele alıyor bunlardan bir tanesi fenomenolojik redüksiyon önce onunla başlamak istiyorum redüksiyon kavramı husus halde geçen bir kavram hepimizin bildiği gibi anlaşılan şey şu; doğal bilincin bir tesis eğilimi var Rusya'nın ifadesi tesis şu demek Ben dış dünyadaki var olanların varlığını verili kabul ediyorum mevcuttur diyorum ve onları kuyrukluyorum koyuyorum tesis bunu hem doğal bilinç gerçekleştiriyor natür Ülkesi meyve Doğa bilimleri gerçekleştiriyor dış dünyadaki varlıkların var olanların varlıklarını mevcutiyetlerini verili kabul ediyoruz bilindiği gibi fenomenolojik redüksiyon Öncelikle hem doğal bilincin hem de Doğa bilimlerinin Öncelikle her türlü tesis edimini askıya almak anlamına geliyor redüksiyonun temel anlamı bu Heidegger’de ise redüksiyon böyle değil haydidüksiyon var olanlardan var olanların varlıklarının içinden geçerek varlığa doğru yönelmek yani tek tek var olanlara takılmadan onların içerisinden geçerek onları bir Geçit gibi kullanarak varlığa uzanmak ve sonra tekrar oradan var olanlara doğru bir yol açmak buna fenomenolojik redüksiyon diyor örneklerini Birazdan vereceğim ikinci kısımda fenomenoloji kontrolü var ayda göre göre daha sonra varlığın iç yapısını Yani onun iç örgüsünü keşfediyorsunuz doğal olarak bir strüktür ortaya çıkıyor Bir konstrüksiyon ortaya çıkıyor fenomenoloji konstrüksiyon Bunu ifade ediyor Yani Örneğin insan varoluşunun temel Yani bazen olarak biliniyor daha zahinin temel sütürlerinin onun apriori örgüsünün ortaya konması üçüncü aşama ise bizim bugün uğraşacağımız şey dizüstüdüksiyon aşaması fenomenoloji üst üste molozların toprağın yığılması tabakalaşma demek ve strüksiyon ise bu tabakalaşmanın ortadan kaldırılması toprağın kazılması Ve arkada altta toprağın derinlerinde yatan filizin köklerin kaynakların ortaya çıkartılması demek Almanca'da da abbab zaten bu anlamda maden cevherlerinin kazanılması anlamına geliyor Dolayısıyla tarihe baktığımızda önceki filozoflara baktığınızda Halide'nin gözünden Bunlar bizim için birer maden Cevheri filizi ve üstte felsefe tarihinin büyük bir birikimi var ama bu artık katman katman üstüne yerleşmiş tabaka tabaka oturmuş ve dolayısıyla onun kazılıp altta temelde yatan kökün kaynağı çıkartılması gerekiyor toparlayacak olursak önce var olanlardan varlığa Doğru bir adım sonra varlıktan var olanlara doğru bir döngüsel geri dönüş 2 aşamada özellikle insan var oluşu söz konusu olduğunda daha az en söz konusu olanının iç apüleri ortaya çıkartılması üçüncü aşamada ise özellikle tarihte yapılmış olan önce ortaya koymuş olan düşüncelerin özellikle metinler üzerinden tekrar yorumlanması metinler burada çok önemli çünkü metinler aynı zamanda var olma tarzlarını ifade ediyor Yani bütün bir tarihi metinlerin kurduğunu da düşünebilirsiniz Çünkü bunların her biri yaşamın ve varoluşun anlamlandırılmasını anlamına geliyor Dolayısıyla yapılması gereken şey metinlerin de kendisine İnsan varoluşunun bir görünümü olarak kabul etmek ve onun desidüksiyonuyla yani köklerine inmesi ile tarih boyunca nasıl varlığın anlamlandırıldığını göstermek Yani nasıl deneyimlendiğini ayda gelin kullandığı çok güzel bir tabir var şöyle söylüyor bir Ground insanın temel deneyimleri destesi varlığa ilişkin temel deneyimleri ve Hatta şöyle bir şekilde söylüyor Peki Yunanlılara özgü temel Deneyim var almanlara özgüvar afrikalılara özgü var mı diyeceğiz Evet aslında öyle her halkın topluluğun ve özel olarak insanın kendisine özgü bir varlığı deneyimleme şekli var fakat biz tarihin içerisinde sonradan gelenler olarak biraz değinmenin ise dezavantajdayız Çünkü tarihin yükünü alıyoruz fakat oradaki anlamlandırmaları olduğu gibi kabul ettiğimiz ölçüde köşeye sıkışmış oluyoruz çünkü oradaki kökler kaynaklar bize kendilerini olduklarının farklı gösterebilirler ya da ne olduğunuz geriye doğru okumaya bilirsiniz bunların kırılması için bunları önyargı olarak kabul etmemeliyiz yani tarihsel metinleri eski düşünüşleri birer Ön yargı olarak kabul etmemeliyiz fakat yeniden anlamlandırarak deyim yerindeyse köklerdeki varlığa ilişkin deneyimi ortadan koymalıyız Şimdi ben biraz kapalı konuştuğumun farkındayım fakat açılacağım Merak etmeyin bu ilk sunum olduğu için böyle hiç dersleri Seminerde ne yol izleyeceğimi daha fazla bakmadan isterseniz hemen size Heideggeri anlatmaya başlayayım bir defa Ben iddialıyım Şöyle ki genelde Hayde giriş için şöyle söylenir Hatta felsefe tarihinin pek çoğu bile bunu söyler aynı zamanda öğrencilerimize de görüyorum binlerce sayfa yazmış fakat bize Varlığın ne olduğuna ilişkin hiçbir şey söylemiyorum Varlık nedir hala anlamış değilim Hatta geçen gün bir meslektaşımda konuşurken aynen şöyle söyledi varlıktan her Neyi anlıyorsa Heideggerir Çünkü kendisi çok şüpheli bu konuda ne anladığını o da tam olarak görebilmiş değil ben şöyle iddialıyım size bugün Heideggerin varlıktan ne anladığını tam olarak ortaya koyacağım ikincisi sadece varlıktan değil daha zahiden tam olarak neyi anlıyor üçüncüsü de ki hiçlikten anladığı şey nedir yani 3 kavramı anlatacağımı Düşünüyorum şimdi isterseniz temel kavramlara başlayalım Heideggeri anlamak için bu metinleri de anlayabilmek için bazı şeyleri bilmek lazım bunlardan bir tanesi ve yazın kavramı genelde Türkçe Öz diye çevriliyor fakat Heidegger Bugün bizim anladığımız anlamda mahiyeti ya da özü anlamıyor onun anladığı şey bir şeyin her nasılsa öyle olması hali ve grupla ilgili de aynı zata Yani bir şeyin temellendirici onun altında yatanı Fakat bu da değil Heidegger için esas olan şey Şöyle ki Heidegger Burada her zaman köklere gidiyor almancadaki basın sözcüğünün ve bu aufental demek yani bir yerde eğleşmek yerleşmek Mesken tutmak durmak zaman geçirmek Örneğin sadece insan da değil tüm var olanlar belli ölçüde bulundukları yere oturduklarında eğleştiklerinde belli bir kıvam kazandıklarında deyimlerinde ise tasavvufta da kullanılan bir tabir biliyorsunuz belli bir kıvam kazandığında yani Beşikten de kayıt Almancası orada yurt ediniyorlar aile gelir için öz Öncelikle öz olarak adlandırılan şey Öncelikle bir tutunum durmak Nitekim Türkçede de biz bunu görüyoruz hepimizin bildiği dır koşacı dır koşacı Aslında durmak fiilinden geliyor ve Örneğin Yunus Emre'de okurken görmüşsünüzdür bir şey kırmızıdır demezsiniz kırmızı durur durmak var olmanın bir esas formudur peki buradan nereye gideceğiz Öncelikle Örneğin Orta yüksek Almancada oykos'a gidiyoruz Çünkü bu işte bir yere kalıcı olarak yerleşmek demek hüküm sürmek anlamına geliyor hane oturmak ve sonra Örneğin buradan grekçe'deki aynı kökten gelen aysayi Vesta kelimelerine gidiyoruz Bunlar da gene aynı şekilde belli bir yere oturmak Ocak kurmak Ateş kurmak iyileşmek yerleşmek anlamına geliyor Dolayısıyla hemen söyleyelim Heidegger de varlık varmak demektir Öncelikle Biz belki çoğumuz düşünmemişizdir varlıktan varlık kelimesinden tam olarak neyi anlıyoruz kökü varmaktan geliyor ulaşmak bir yere gelmek varmak varlık ilk olarak ayda gelir için çok basit olarak bir yere varmak ulaşmak Demek orada kalmaya başlamak demek Dolayısıyla sonra ayda gel şöyle bir şey yapar hep şu 3 kökü önümüze koyar SS kökü is is İngilizcedeki iz ya da yunanca'daki SD latincedeki Es dırdır kökü Türkçe'de dırdır diye ifade ettiğimiz şey bu da bir işte Hint Avrupa Birliği Es kökü ve var olmak anlamına geliyor benzer olarak eğleşmek durmak demek bu kökü var hale gelene sık sık başvurduğu baun Örneğin inşa etmek demek fakat Aslında bakarsanız işte o da yerleşik olmak Mesken tutmak serpilmek Büyümek gelişmek Ortaya çıkmak su yüzüne çıkmak ışığa çıkmak aydınlık alana doğru gelmek anlamlarına geliyor Almanca'da iş bin benim demek İngilizce'deki I'm gibi öteki bin baun kökü Hepsini geriye doğru götürdüğünüzü buuya geliyorsunuz serpilmek Büyümek gelişmek demek Heidegger bir de işte Az önce bahsetmiş olduğum basın alıyor Şimdi o halde toparlayalım varlık basit olarak 3 Kökle gelir inti Avrupa dillerinde üçü de durmayı eğleşmeyi bir yere çıkmayı serpilmeye büyümeye ışıklı bir alana doğru gelmeye karanlıktan aydınlığa doğru geçişi ifade eder var olmak ilk aşamada bu hale geldi şimdi size bu söylemiş olduğum kavramların çok Somut bir uygulamasını göstereceğim Hale gel Sanat eserinin kökeni isimli çok bilinen bir ünlü bir metninde tapınak örneğini verir ve bir tapınaktan bahseder bu tapınak Zeus Tapınağı Aslında ilk 31-32 yılında yazdığında Sonradan bir dorik tapınak örneğini veriyor Fakat ben bunu seçtim Athena afaya kutsal alanı ıgina'da neresi olduğunu sorarsanız şurada hemen size şurası hemen Atina'nın karşısında agine Adası var şurası bu algine adasındaki Afia Tapınağı bugün sanat tarihçiler açısından da çok önemli bir tapınak Çünkü burada iki yüzü var bu tapınağın bir yüzü arka İlk heykel öteki yüzü ise klasik heykel örneğinde buraya da görüyorsunuz tipik bir Yunan Tapınağı renkli bu arada [Müzik] bu ise Arkaik olan Batı alanında ve Doğu alındıkları olmak üzere şimdi demiştim ki size var olmak Öncelikle bir yere varmak demek gelmek demek Heidegger burada varlığı bir tapınak üzerinden anlatmaya çalışıyor şimdi tapınakta ise iki şey bir araya gelip barıyor birbirine bunlardan bir tanesi dünya ötekisi ise yeryüzü dünya demiş Olduğumuz şey açığa çıkartıcı güç dünyadan anladığımız şeyde gün ışığının olduğu yer Işıklı alan güneşin olduğu alan gündüzün olduğu yer yani yeryüzü diyebiliriz dünya için neden burası Önemli çünkü her şey burada kendisini göstermeye başlıyor yani doğmak demek dünyaya gelmek demek ölmek demek dünyadan çekilip gitmek demek yani başkalarının arasında İnter hominese insanlar arasında ve başka var olanlar arasında var olmaya başladığınız andan itibaren Işıklı alana taşınmış oluyorsunuz ve oraya varıyorsunuz pek çok öteki var olanla birlikte şimdi fakat hale geldi birçok var olan dünyaya vardığında bir toplaşma meydana geliyor Bu toplaşma da doğrudan var olanların kendisinde oluyor Onların bedeninde Örneğin tapınağın bedeninde bir toplaşma meydana geliyor neyin toplaşması yeryüzündeki yani şey yer altındaki değinmeleri toprak yer dediğimiz şey yukarı doğru taşınıyor toprağa aralayıcı ortaya koyucu Kılavuz eşlikçi olarak dünya yaklaşıyor yeryüzünün bütün gücünü yukarı doğru çekiyor karanlıktan yukarıya doğru çekiyor Ve bir karşılık meydana geliyor bir karşılıklı hareket haline göre burada dünya dediğimiz şey eşlikçi ve onun karşısında düzensiz kaotik bir dünya var demeyindeyse ya da 0'dan biraz heseodosun boş esneyen boşluğu gibi bir şey Kaos unved dediği şey Heideggerin Henüz daha o yüzden açığa çıkma alanı gerçekleşmiş değil gözükmüş değil fakat yavaş yavaş yeryüzünden aşağı yukarıdan aşağı doğru Aşağıdan yukarı doğru bir yükselme meydana geliyor Heideggeri geri dünya dediğimiz şey öncelikle bu insanların bütün varlıkların bir araya geldikleri ve görülmeye başladıkları alan burası dünya ve toplaşma alanı fakat nesnel değil objektif değil bir nesnesi yok yani Örneğin karşımıza alıp dünya diyemiyoruz Dünyanın içine geliyoruz başka var olanla birlikte karşılaşıyoruz toplaşıyoruz fakat karşımıza dünyayı alamıyoruz Kendimizi de alamıyoruz Dolayısıyla hale geldi dünya basacak un gergin işte yani nesne Olmayan şey nesne olmayan demek yok olmayan yok anlamına gelmiyor fakat karşımıza alamamamız nesne haline getirmemiz obje haline getiremediğimiz ölçüde unganistan Şimdi burada bu tapınağın Az önce bahsetmiş olduğum tapınağın bir Yazıtı var Örneğin nakedaemonyalılar böyle bir yazıt koymuşlar savaştan sonra altın bir fieleyi kalkanı hediye etmişler Taner grass'tan gelip ve işte müttefikleriyle birlikte anefen koymuşlar yerleştirmişler dikmişler Daha doğrusu ve bunu Argo sulardan atinalılardan ve iyonyalılardan iyonlardan almışlar savaştık elde ettikleri zaferin yüzde onu olarak bunu oraya Adak olarak adamışlar bunu niye söylüyorum tapınak savaşın barışın bir görünümü olarak açığa çıkmaya başlıyor insanlar arasındaki ilişkinin Tanrıların gelmesinin yeryüzünde yeryüzündeki insanlarla tanrıları arasındaki tanrısal varlıklar arasındaki bağlantının kurulmasının kutsalda kutsal olmayan arasındaki ara kesit olarak dünya açığa çıkıyor şimdi buna karşılık yeryüzü dediğimiz şey tapınak yeryüzünün yakına ve öne çekip koyarak onu bir tazyik yaratmayı ve koca bir kütle halinde kabarmaya bırakıyor Bunlar çok soyut mu geliyor Aslında öyle değil burada kastettiğin şeyde gelin gelin altındaki yani dünyanın Henüz daha karanlık alandan çekemediği şeylerin bütün duyusal dünyanın malzemesinin dipte saklı olduğu yani işte Örneğin ses koku bütün 5 duyumuz olan ait olan her şey yere ait toprağa ait Fakat bunlar Kendini ele vermiyorlar tamamen kapalı orada kenetlenmiş durumda duruyorlar yeryüzüne şeye geldikleri zaman dünyaya geldikleri zaman ise açılmaya başlıyorlar yani aleteyle dediğimiz şey hakikat Örneğin bu açılan şeyler Neler tapınakta taşın Kütlesi ve ağırlığı açılıyor bronzun sertliği ve parıltısı kendisini göstermeye başlıyor ahşabın sağlamlığı ve bükülgenliğini görüyorsunuz rengin açıklığı ve koyuluğu sesin tınısı melodisi harmonisi uyumsuzlukları ve en önemlisi insanlar arasındaki konuşmalarda dile geldiği ölçüde sözün adlandırıcı kuvveti tapınakta açığa çıkıyor yeryüzü her şeyi olmak ve her şey içinde geri almak istiyor fakat yani dünya bütün her şeyi yukarı doğru çekmeye çalışırken Işıklar ana doğru çekmeye çalışırken Yani varmasını istiyor Her şeyin yeryüzü ise o Varan şeyleri kendi alanına doğru geri çekmeye çalışıyor fakat işte burada bir deyim yerindeyse çatışma meydana geliyor fakat hepsinin İkisi de ikisini birbirine muhtaç dünyayı bulmadan edemiyor yer ya da Toprak çünkü ancak onun sayesinde iç kapalılığında Işıldıyor şimdi bu tabiri olalım isterseniz iç kapalıında ışıldamak Örneğin size ses nedir diye sorsam şöyle düşünebilirsiniz ses fizikçilerine başvuralım ve sesin dalga doğasını gösterelim işte fiziğini ortaya koyalım ve sesin mahiyetini gösterelim totiesti bu tam olarak nedir mahiyeti nedir ses işte havada oluşan bir titreşim sonucu havadan oluşan dalgalardır diye sesi tanımlayalım Haydi görüşürüz ben bu hiçbir şey ifade etmiyor Çünkü Sesin ne olduğunu gösterebilmek için onun nesne haline getirmeniz lazım nesne haline getirdiğiniz Her nesneyi kapsülleştiriyorsunuz ona Sınırlar çiziyorsunuz bir horrismos sınırlı getirdiğiniz ölçüde ise onun Aslında gözükmeyen karanlıkta kalan sizin için Tabii nesne hale getirdiğiniz için en baştan onun dünyayla olan toprakla olan bağlantısını kesintiye uğratmak zorundasınız hatlarını verebilmek için nesnelerle getirdiğiniz ses ise bestecinin sesi değil konuştuğum şu sizle bu konuşmayı yaparken gırtlağımdan çıkan ses tellerinden çıkan ses değil sese binen anlam manada değil Sesli Bunların hepsi bulunuyor fakat Siz sadece sesi odaklandığınız ölçüde onu dağıtıyorsunuz yokluğa karıştırıyorsunuz Kısacası size kendisini koku olarak tat olarak ses olarak sunan her şey yeryüzünden geliyor fakat onu analiz etmeye çalıştığınızda onun bağlantılar Ağlarını örgüsünü yok ediyorsunuz Dolayısıyla size sadece boş bir kapsül olarak kendisini gösteriyor sesli anlamanın yolu O yüzden kesinlikle ses fiziği değil Peki ne Eser ergon Berk dediği şey yani Örneğin sanat eserleri Sanat eserinin kendisinde Örneğin kayaların yükünü metallerin parlaklığını ağacın heybetini ve esnekliğini gün ışığını ve gecenin karanlığını Taşan değerinin çalındığını Yaprakların uğultusunu ve benzeri hepsini duyuyorsunuz hissediyorsunuz Bunların hepsi tapınağın duvarlarında heykellerde yıldızların üstündeki yıldızlı göklerde beden buluyor dünyada yeryüzü üzerinde serbestçe süzülmüyor dünya olarak eylerken eşlik ediyor eşlik edilebilir olana doğru uzanıyor ve adeta aralarında Dünya ile yer arasında yeryüzü arasında bir dans meydana geliyor bir değil canlı hareket dünya yeryüzüne karşı ve yeryüzüne yeryüzü dünyaya karşı duruyor bir kavga ve mücadele içinde kalıyorlar adımlamaya başlıyorlar Sonra ikisi birbirine ait olmaya başlıyor bu hale geldi en önemli kavramlardan birisi dünyanın ve yeryüzünün birbirine doğru Örneğin varlıkla insan arasındaki birbirine dönme durumu gibi birbirlerine ait oluyorlar içleşme meydana geliyor Bu Kavga deyim yerindeyse tapınan bedeninin içine işliyor onu da bedenleşiyor öte kemiğe bürünüyor ve tapınak iki şeyi yapıyor birincisi dünyayı ortaya koyuyor weld avust dünyaya Gözlerimiz önünde Dikiyor tapınakla savaşlar dile geliyor Barış dile geliyor hayvanlar yılan böcekler insan hayatı Tanrılar oraya inmeye başlıyorlar ve böyle tapınağın bedeni tüm insan dünyasının ve öteki İnsanla aynı türden olmayan bütün öteki var olanların dile gelişi haline geliyor bir dil tapınak dünyayı ortaya serdiği ölçüde öte yandan tapınak aynı zamanda yeryüzünü yakına doğru çekiyor Eğer de her şeyland yerin itici gücünü bedenine alıyor kastedilen şey şu; sesini kokusunu dokusunu ahşabın ahşabın doğasını maddesini yani aristoteresteki hüleye karşılık geliyor aristoteleste hüle Bu anlamda nasıl Önümüzdeki madde değilse Siz buradaki derslerde bunu Ayhan Hoca'dan fazlasıyla gördüğünüz işittiniz ve öğrendiniz gerçekten de hüle Öncelikle madde dediğimiz şey aristoteleste olanaklar tüm duyu dünyasına ait olanaklar halde gelir için en azından böyle yeryüzünde kapalı olarak duruyorlar ve sanat eseri aracılığı ön tarafa doğru çekiliyorlar tapınağın bedeninde oluyor bu gene bu 2 Eylül yaş arasında bir kavga ortaya çıkıyor bir agon bir yarışma tapınağın bedeni kavganın durulduğu yer değil fakat tam tersine kavga tapınak olarak beden buluyor herakleyitos Water pantolon polemos her şeyin babası savaştır kavgadır çatışmadır fakat nasıl bir çatışma dışarıda olan bir çatışma değil tapınağın bedeninde bir savaş hüküm sürüyor bir çatışma fakat duruluyor varıyor oraya içeride Aslında Yeryüzüyle Dünya Arasındaki birbirleri arasında bir çekişme var yeryüzü kendisini saklamaya çalışıyor ona dokunduğunuz zaman onu kaybediyorsunuz şöyle bir örnek vermek istiyorum bakın iddia ediyorum bunun büyüsünü hissedeceksiniz Kızıl Mercanlar var Akdeniz'de gidip de eğer onlara yaklaşırsanız çok yaklaşırsanız ve onları görmeye çalışırsanız içlerini işlemeye çalışırsanız ölüyorlar dokunduğunuz anda Tıpkı bunun gibi yeryüzü içine işlemeye çalıştığınızda onu analiz ettiğinizde parçalarını ayırdığınızda onu kaybediyorsunuz yeryüzü Dolayısıyla kendisini örneğin; melodide ve konuşmada gösteriyor Fakat eğer sesli analiz ederseniz kelimeleri analiz ederseniz Belli bir yerden sonra anlamsızlaşıyor Tıpkı kullandığımız kelimeleri çok sık tekrar ettiğimizde bizi anlamsız gelmesi gibi çünkü onu tüm içsel bağlantılarından özsel bağlantılarından ayırmış oluyorsunuz Dolayısıyla onu eğleşmeye bırakmanız lazım yani durulmaya tapınak Böylelikle bir mücadelenin savaş alanı ona dayanıyor o salt'in kavga ilk kez eserin elleyişinde yaşanmıyor fakat kavganın kendisi eseri açığa çıkartıyor o kavganın kendisi oluyor de az önce söylediğim şey tapınak bir Focus tapınak içinde bir ocak var Tıp biliyorsunuz tapınakların merkezinde sürekli yanan bir ateş var Ona Focus olarak adlandırılan Yunanlıların ayak basılamayan bir yer var ve orası naos yunancası naos orada benim yerimde ise sürekli olarak yanan bir ateş var Ve işte halde gel o ateşi bu devam eden savaşın ateşine benzetiyor Eser olmaklığın temel bir hareket çizgisi var Burun Suk burun suluk Almanca'da temel yönelim özellik demek Ve bu işte Sean fiilinden geliyor Almanca'da bir hareketi Kat etmek demek baştan aşağı tapınağın bedeninde bir hareket izliyorsunuz ortaya dikme ve yakına çekme varlığın durmaya başlaması onun özünün ola durumu durmasıdır yakına çekme biliyorsunuz az önce de söylediğin gibi yeryüzünü yakına çekiyorsunuz ortaya dikmediyse dünyayı ortaya koyuyorsunuz tapınakta Bu ikisi beraber gerçekleşiyor ikisi beraber bir araya geldiklerinde tapınak ortaya çıkıyor orada ola durmaya başlıyorlar varlığın Özünde bir devingenlik var bu yüzden bir hüküm sürme var white'ın welton kelimeleriyle oynuyor haldeger ve Örneğin işte ben burada dır koşacımda burada görüyorum Türkçe'deki durmayı da burada görüyorum çünkü tapınak gözümüzün önünde dikiliyor Fakat aslında bütün bir delingen dünyanın dile gelmiş Durulmuş hali Ateş mücadele tapınağının bedenini sarıyor anfingın kelimesini kullanıyor burada yakalıyor Ateş tutuşturuyor onu dans onu çekip çeviriyor ve fakat tapınak olmanın zeminin nedir diye soruyor Hale gel dans ve kavganın anlamı nedir diye soruyor nasıl adımlanır diyor bu dans yeryüzü şimdi daha sonra saymaya başlıyor yeryüzü karanlık bir sertlik taşır aşağı çeken bir ağırlığı vardır yekpare bir taşma ve kabarmadır şeyleri kasten susturur dile gelmelerine gelir az önce söylediğim şey sesi yakalamaya çalıştığınızda kaybediyorsunuz renkleri yakalamaya çalıştığınızda dağılıyor Bu yüzden de Özünde karanlıkta kalıyor Gizemi müsterno dile getirilemiyor Dilek et vuruyor un gezakti her şeyin Dile Gelmez bir susturuluşu dilek et vurulur şimdi ondan aktarmak istiyorum ayda bir yerden kendim çevirdiğim bir bölüm doğanın ola Duran özü diyor bu erak dediğimiz şey aslında özlü bakına füs hisli diyebiliriz özlü bakımından kendini kapatan şey fusi kurup testler bu fragmanı hatırlayacaksınız meraklıdan saklanmayı sever görünüşe gelip kendini tekrar batmaya bırakan şeyin Dash of geyiğinde bakın Heidegger paradoksal konuşmayı çok sever dansı hem doğmak hem yok olmak demek ve bilin ki Türkçede buna uygun çok uygun bir deyim var kelimemiz var bitmek duasını ele geçiremiyorsunuz fakat işte tapınak bunların hepsini kendi içerisinde toparlayıp önümüzde gözümüzün önünde canlandırıyor kendini kapatın bu savurgan ve yitip yitip gidici yönü haşindir diyor ayda gel bu saatte göğüs germek için ise tekrar haşin olmak gerekiyor ve bir restleşme meydana geliyor sınır çizgileri ortaya çıkıyor tapınağın sınır çizgileri şimdi tapınağın sınır çizginin de bakalım burada bir heykel şey yapmıştım ama daha hızlı gitmem gerektiği için böyle yapıyorum Gerçi bana zamanım olduğu söylendi ama metnim olduğu için ona geçmem gerekiyor o yüzden sadece bazılarına kavramları göstermek istiyorum umrris ofis ve burun tesisi meydana geliyor halde gelene göre önce tapınağın çevre çizgileri kontrolleri ortaya çıkıyor Yeryüzüyle Dünya Arasındaki çekişmede tapınağın bedeni sesleriyle dokusuyla kokusuyla görünümüyle azpektüsüyle yani Ey dostuyla gözünüzün dikilmeye başlıyor dikey kesiti krokisi ortaya çıkıyor ön cephesi karşımızda elevasyon ön cephesi önümüzde ortaya çıkıyor ve gruntris temel yapısı temel yapısı iyice kendisini gösteriyor oturuyor ve böylelikle tapınak baştan aşağı Tüm bu çizikleriyle yarıklarıyla hatlarıyla ana hatlarıyla kenetlenmeye başlıyor eser olarak tapınağın bütün hatları bir dağın ırmakların kayaların şekillenmesi gibi her şeyi çevresine toparlıyor ve Tıpkı güneşin çevresinde gezegenlerin yörüngelerine gibi bütün dünyada tapınağın çevresine dönmeye başlıyor burada dünya aralayan yarayan ve aralayan yeryüzü ise kendisini kapamaya çalışan şey Bu ikisi arasındaki çatışma böyle devam ediyor ve en sonunda yaklaştıkça sona doğru yaklaştıkça Heidegger bize Dash offen'e kavramını açıyor gasofena açıklık Kayran Işıklı alan demek tapınağın bedeni Yeryüzüyle dünyanın çekişmesinde bir Işıklı alan olarak açılıyor burada artık daha zende kendisini gösterecek daha kavramı yani orası kavramı kendisini gösterecek hızlıca geçmeye devam etmek zorundayım çok uzun uzun yazdım bunları adım adım bu 1931 yılındaki Bu arada sanat üzerine sanat sesinin kökeni üzerine eserinin ilk aus arbaytun bu yani İlk taslağı Şimdi size bir örnek metin çözümlemesi vereceğim hale geldi ilk olarak Irak videosunu 119 fragmanında bakmak istiyorum bakın Az önce kullandığımız kavramları kullanarak Irak eto'su yorumlayacağız halde gergin bir şekilde ünlü cümlesi erakli Tosun eratost antropo daimon yani klasik çeviri şöyle karakter insan için uzun eğli Ee toz Bir de onun kısa el versiyonu var hatırlayacaksınız ethos alışkanlık demek nikomakosa etikte aristoteles'in bahsettiği şey kısa ehli olduğu zaman alışkanlık uzun eyli olduğu zaman karakter anlamına geliyor şöyle çeviriyorlar klasik çevir şöyle der karakter insan için kaderdir ya da karakter insanın tanrısal eşlikçisidir yönlendiricisidir Hatta karakter insan için bir tanrıdır diye çevirenlerde var her halükarda burada ethos karakter olarak anlaşılıyor Örneğin bir çeviri dediğim gibi yaygın çevreleri ve Tosun Yani insan karakterinin insan için Kader olduğu Fikri bu bana sorarsanız çok basit bir kavramış yani karakterin İnsanın kaderi olduğu fikrini sorsan birisine ne anlıyorsunuz diye şöyle söyleyecektir diyecektir ki yani karakter öylesine yerleşmiştir ki alışkanlıklarla huylarla hepsi haline gelmiştir Dolayısıyla karakter insanın yönlendiricisidir ondan kurtulması yani Can çıkmadıkça huy çıkmaz gibi bir şey anlayacak fakat ayda göre göre bu çok bayağı bir yorumlama şekli Hale gel biraz daha derin derinlere gitmek istiyor ama tabii ki Yorumu size bırakacağım Önce eto'su şöyle anlıyor de offen'e upya Grand zemin kullandığı kavramlar ve Yazın da aynı özle aynı Özden anladığı Şeyle aynı eğleşmek yerleşmek yaklaşmak bir yerde hayat bulmaya başlamak serpilmekle Büyümek serpilmek kelimesi Gerçekten bunu çok iyi anlatıyor Almancası yani açık sınırlanmış kutsal olarak görülen ve Vahit'e adanmış vakfedilmiş gevayete vakfetmek de diye çevrilebilir bir kutsal bölge Bekir daire alan siper ve yaşamın eğleşmenin kalmanın Mesken tutmanın yeri ortaya Bonus aufental kelimesi de Almanca'da çok basit olarak ikamet etmek demek fakat halde gel bunu çok acayip okuyacak biraz size gösterebilir miyim bakın ayda gel okumak çok acayip bir deneyim hayatın Almancada tutmak demek yakalamak demek fakat Tıpkı şeyde olduğu gibi erkeğinde olduğu gibi yunancadaki ekofilinde olduğu gibi belli bir durumda boşluk yaratmayı ifade ediyor Yani bir şeyi tuttuğunuz zaman onun oraya gelmesine izin veriyorsunuz Siz çekiliyorsunuz entrit bir bakıma kendinizi geriye doğru çekmek demek ental etin kendinizi geriye doğru anlamına geliyor auf ise üzerinde demek yani bir yerde ikamet edebilmeniz için oradan çekilmeniz gerekli şimdi bu Hayda genelde geriye çekilme kavramı Karanlığa Doğru Gitme kavramı yani isterseniz merak et yoksa atfedilen bir sözle söyleyelim birazdan Hatta onu da Göstereceğim Panta horey Yani her şey birbirine yer verir ve hiçbir şey olduğu yerde kalmaz bunun güzel bir İngilizce çevirisi 18 yüzyılda yapılmış bu merakla bu sözünün krateros'ta yolunda geçiyor bu arada filetonda tanır şans verir fakat hiçbir şey olduğu yerde kalmaz Dolayısıyla aufental ikamet etmek demek ikamet ettiğiniz yere başka şeylerin varmasına izin vermek demek Örneğin bir yerde oturmaya başladığınız andan itibaren kuşlar ağaçlar Cansız ve canlı bütün varlıklar bütün öteki sizin gibi olan insanlarla birlikte oraya yaklaşmaya başlıyor Dolayısıyla yerleşmek Demek sizin dışınızdaki bütün var olanların oraya gelmesine izin vermek demek hale gelin modern tekniğe neden şüphe ile yaklaştığında buradan anlayabilirsiniz modern teknik varmasına izin vermiyor itiyor bir tür bütün öteki var olanların gelmesini engelleyen bir işlem Örneğin artık bulutları göremez yıldızları göremez hale geliyorsunuz çölü çöl yapan kutupları Kutup yapan Her neyse bizim toprağımızı toprak yapan Her neyse bunlar modern teknik tarafından geriye doğru ittiriyor Dolayısıyla yaşanan Yani bir auf entalite olmuyor çünkü aöfte olabilmesi için ikamet etmek için mütevazi davranmanız lazım yani boşluk yaratmanız gerek önce aynayı temizleyeceksiniz önce boşluk yaratacaksınız modern İkisi de doldurmaya çalışıyor biraz size filmin geri kalan kısımlarını anlatmış oldum kelime insanın yerleşip yaşadığı açıklık yöreyi adlandırıyor ethos için bunları söylüyoruz ethos kelimesinin anlamlarında bunlar var üzerinde mesken tuttu açıklık insanın özüne uğrayan inen insana Varan Böylece oraya vararak insanın yanı başında Mesken tutan şey görünüşe geliyor insanın meskeni insanı olduran Özünde kendisine ait olduğu her neyse o şeyin varışını kapsıyor ve muhafaza ediyor Almancası şöyle bu Heideggerin cümlesinin e-post kelimesi diyor Heidegger deyin o film yani açıklık bir kutsal alanı adanmış bir vakfedilmiş kutsal boşluk bir alanını ifade eder insanın oturduğu bu açıklık alan Yani eğleştiği bu açıklık alan öyle bir şey görünmeye bırakır ki bu görünmeyi bıraktığı şeyin özü bu görmeyi bıraktığı şeye aittir insan ve insanın yanına yaklaşarak orada tutunmaya başlar Böylelikle insanın Yurdu meskeni yuvası toprağı entelektübe var Birgül deyimler insanın Özünde ait olduğu şey oraya varıyor insanın meskeninde ve orada tutunuyor insanın meskeni de onu içeriyor şimdi işte Heidegger etos antropo diamonu şöyle çeviriyor Bakın size yani kimse böyle çeviremez daire geldi şimdi önce Almancası bakayım de hayırdır yani insanın olağan meskeni ya da daha doğrusu olan yurt insan için tanrının inmesi için tanrının iyileşmesi için açıklıktır olağan dışının yani tanrısal olanın inebileceği yaklaşabileceği kendisini göstereceği bir açıklıktır insanın yaşamış olduğu yer şimdi ona Cemalettin bakıyor Acaba bir şey söylemek ister misin Bir daha o zaman isterseniz şu cümleyi benim için muazzam bir cümle insanın meskeni Yurdu toprağa eğleştiği yer etosu yani diamon'un diamon'u nasıl çeviriyor Amme bir yere inmek ve yayılmak demek ve yazın az önce de söylemiştim yerleşmek demek lazım bağırmak demek annaizm bir yere varmak inmek demek nüzul etmek ve tanrının indiği yer onu veriyor insanın meskeni şimdi yalnız şunu dikkat etmek lazım bu halde gelen aynı zamanda Din Felsefesi olacak deyimlerindeyiz Hale gel İki kişi birbirinden ayırıyor cinsel olan religios ve kutsal olan gaz hayligil kutsal olan Hayda yerde cinsel olanın karşıtı Örneğin bir dünya istediği kadar dinselleşse de kutsalını yitirebilir fayda geldi bu Örneğin modern teknikle hristiyanlığa yönelttiği bir eleştiri halde gelin biliyorsunuz sahilde yer Katolik olarak yaşadığı sonra evlendikten sonra protestanlığa geçti sonra hristiyanlığı tamamen terk etti ateist olmadı tırnak içerisinde ateist değildi fakat hristiyanlığı terk etti Onun yerine şöyle bir kavga eşleştirdi Tabii burada başka isimler var Max şeyler var işte bazı önemli kutsal kavramını işleyen filozoflar var Onu etkileyen belirleyen kutsal kavramı öne çıkardı ve tanrısal kavramını ve aslına bakarsanız pagan bir dünya görüşünü savunmaya başladı haldeger Yani Ateş kutsal su kutsal Bulut kutsal gökyüzü kutsal yeryüzü kutsal tüm kutsalların kuşattığı bir Evren Burası Alem Işık her şey Örneğin gündüzün kendisi ile bir tanrı oldu haline geldi gecenin kendisi bir tanrı oldu sözgenin Biz geceyi ışığın olmadığı alan olarak görmeyelim Hatta Çünkü son derece bilimsel düşünüyoruz gece nedir işte güneşin çevresine dönen dünyanın aynı zamanda kendi ekseni içerisinde döndüğü için tabii ki sürekli olarak aslında kendi ekseni çevresine döndüğü için Tabii ki hepimizin bildiği gibi Ama işte gölge şeyin ışığın sürekli olarak karanlığı kovaladığı bir dünya Burası ama böyle düşünmek ayda gelişimi çok yetersiz Çünkü gecenin varlığıyla gündüzün varlığı bambaşka ka geceleri gündüzün yaratılması hadisesine benziyor kutsal kitaplarda biliyorsunuz gecede gündüz ayrı ayrı sanki figürlermiş gibi anlatılıyor hale gelir için bu doğru bir şey çünkü gerçekten de gündüzün varlığı ve gecenin varlığı bambaşka şundan dolayı gündüz gelen şeyler başka gece gelen şeyler başka gecenin kendisi ayrı bir ikametgah gündüzün kendisi ayrı bir ikametgâ gece Yıldızlar varıyor gündüz ise güneş görüyor Dolayısıyla bu ikisinin varlığı özü beyzını an vezne bambaşka aynı şeyi tanrısallar içinde geçerli tapınakta tapınak demiş olduğumuz şeyde Athena varıyor Zeus veriyor öteki Tanrılar veriyorlar kendilerine heykellerinde var ediyorlar kendilerini Bulut olarak açıyorlar Rüzgar Işık ses olarak açıyorlar dualar olarak açıyorlar Umut beklenti savaş ve barış olarak açıyorlar bütün dünya kendisini kenetliyor oraya varıyor İşte bu varma haline halde yer varlık diyor Umarım anlatabilmişimdir Şimdi platonun kriterosundan bir yorum yapacağım benzer olarak Burası katilos 402 402 a okey oğlum ton herakliton No 9 bana öyle geliyor ki şunu görmüş eskilerin söylemiş olduğu bilgece şeyleri Bence söylüyor abdestin söylediği şeyi söylüyor gibi Hatta ondan önce de Hakay Homeros elegan daha önce de Homeros söylemişti diyor ki herake toz her şey birbirine yer açar birbirine yol verir vermasına izin verir bakın isterseniz Şimdi bunu halde Gel Yan bir şekilde çevirelim her şey ötekinin bağırması için yol açar Yol açmak şöyle değil ama A'nın B'ye sebep olması anlamına değil A'dan sonra B geliyorsa B'nin oraya inmesine izin veriyor nüzul etmesine izin veriyor Örneğin ışığın ortadan kalkması yıldızların oraya varmasına vesile oluyor yıldızların bağırması Aşık olmanızda vesile oluyor Aşık olmanız çocuğunuza vesile oluyor bu vasıl olmak kelimesi çok önemli vesile biliyorsunuz vasıl olmak vesile ikisi aynı kökten geliyor vesile neden bir şeyin oraya varmasına neden olan şey Heidegger de her şey birer vesile Dolayısıyla hiçbir şey olduğu yerde duymuyor ötekisi karşısında revaniance ediyor dans ediyor strofe antisrofe karşılıklı olarak iç içe geçiyorlar birbirlerine izin veriyorlar referansla kype mi şehrin potamur bir nehirin akışına apecatron benzeterek diyor ki Has ki diss e06 fragmanına bakalım önce şu ünlü fragman exametron ölçüde nefse 10 tane o parayı 10 tane bayiosse bak iyice bak homos ape onda yoklarken mevcut değillerken Novi akılla akılla Nush da daha doğrusu parayaonto ve baos mevcutlar sağlam amca Şimdi bu Örneğin Tek yönlü çevirilirse anlaşılabilecek bir fragman değil Bakın ben size bunu farklı farklı çevirme şekillerini göstereyim şimdi lewisse iyice bak demek Yunancada Onu bir kenara koyalım homos apeonta homos partikitum da kullanıldığında yani yunancası Meta Ortaç sıfat fiillerle birlikte kullanıldığında rağmen demek nokta nokta olmakla birlikte konsesif var olmamalarına rağmen homos appe şu demek mevcut olmamana rağmen fakat Bundan sonra bu noi'nin yani Nuh'u neye ait olduğunu anlamıyoruz bu kısmı mı ait homos apeontaya mı ait yoksa paraya belli değil yani bunu şöyle okuyabiliriz var olmamalarına rağmen mevcut olmamalarına rağmen Daha doğrusu akılda sağlamca mevcutturlar akılda sağlamca varırlar paraya onda varmak demek parayı lifi ile yanına yaklaşmak orada bulunmak demek yani mevcut değilmiş gibi gözükseler bile nuz aracılığıyla yaklaşmaya başlarlar sağlamcasına oraya varırlar hepimizin gelir bildiği gibi parmağını deste varlık yekpare ve olmadığını düşündüğümüz Anılar bile aslına bakarsanız nusun gözünden bakıldığında Eğer en yüksek nüfustan bakılırsa adeta sağlamca bir varlık kazanmaya başlıyorlar fakat tam ortada no Bakın bu bilerek seçildiği çok belli parmenides tarafından tam şunun tarafından bilerek seçildiğini görebilirsiniz Örneğin akılda bulunmayanlar mı yoksa akılda bulunanlar mı ikisi de belki de devam edelim Bu daha güzel ugar apoteme Şöyle çeviriyor kimin olduğu önemli değil kim olduğu önemli değil var olanın var olan da bağını kopartamaz Nus Yani akıl var olanın var olanı bağını kopartamaz peki burada öyle mi söylüyor Hayır burada öyle söylemiyor apotemex şey bölemeyecek demek ayıramayacak demek iki şekilde okuyabilirsin Bu arada ya arayamayacaksın Demek ki aramayacak demek peki Kim neyi arayamayacak diyelim ki nosu alalım özne olarak nuz yani varlığı varlıkla Bağından diyor Oysaki burada söylediği şey bitişmek demek yanaşmak demek tutunmak demek kohezyon iyice birbirine yapışmış hiç birbirinden ötekinden ayrılır değil Dolayısıyla söylediği şey şu; ayıramayacaksın varlığın var olmakta olan kaynaşmışlığından hiçbir zaman varlığı içinde onda bulunmakta olan kaynaşmışlıktan onu yok edemezsin dağıtamazsın onu darmadağın edemezsin o testi kitle açısından bakıldığında bir düzen kurmak için parçalayarak yani darmadağın ederek her yerde her şeyi darmadağın ederek namenon ute onların hepsini bir araya getirerek varlığın doğasını ortaya koyabilirsin varlığın doğasında bir ehestel vardır bitişmiştik yanaşmışlık açığa çıkmıştık her şey varlıkta temelde Özünde birdir Fikri böyle görülebilir Görüldüğü üzere okumak Gerçekten de bu örneklerde getirimin nedeni o okumak gerçekten de bir sanat Hatta çevirmek çok çok daha büyük bir sanat ve çevirirken de anlam çoğunluklarını gözetmek gerekiyor bizim şu anda Türkçede yaptığımız şehirlerdeki en büyük eksiklik tek bir anlamın gözetilmesi Örneğin farklı anlamların gözetilmediğini görüyoruz sözlerimi to eontosu hem var olmakta olan ehliyet sayı olarak okuyabilirsiniz hem de var olanın diye okuyabilirsiniz hangisi Belki de ikisi de şimdi ünlü cümlesine geliyoruz Haydi yarışçısından da önemli olan tauton destinoaina aynıdır klasik çeviri şöyle aynıdır özdeştir ve noema'nın kendisine uğruna olduğu şeyha kendisi uğruna olduğu şey Neyse düşüncenin işte o şey ve Noel yani deyimlerin Neyse akletme edimi aynı edimdir aynıdır Uber olan olmaksızın en huyi hepatit menü Tam da var olan da ifadesini bulur işte Tam da var olan da ifadesini bulan noel'i hiçbir zaman varlık olmaksızın bulamayacaksın şimdi dikkat edin bakın Hiç neredeyse Türkçeye çevirenler zaten görmemiş de yabancılarda da hemen hemen Hiç görmediğim ilginç bir şey var burada ve evrakli şeyin Heideggerin gördüğü bir mevzu Bakın şimdi şuraya çizelim hepatis menü estin olmuşluk bildiriyor perfectun Prime bir şeyin olduğunu ve etkisinin hala şimdi devam ettiğini bildiriyorsunuz İngilizce'deki Present perfectum prenses tuturum bakın 3 zaman ekstazı 3 zaman Ekstazi karşımızda duruyor Çünkü parmenides üç zaman ekstazını yani geçmişi olmuş olmaklığı olmayı ve Gelecekte olacak olmayı Bütün bunların hepsini bir araya getiriyor üç zaman ekstresinde ve bunların hepsini yani akletmede toparlıyor kuşkusuz noel'in de kendisini gösterdiği şey varlık olduğu için varlık da 3 ekstazında toparlanıyor Noel de 3 ekstazında toparlanıyor ve bunların hiçbirini birbirinden tam olarak ayırt edemiyorsunuz udengar e-estin Çünkü ne vardır ne de olacaktır var olmak dışında var olmanın dışında herhangi bir şekilde olması mümkün değildir hiçbir şey Burada da örneğin Dediğim gibi az önce belirtmiş olduğum gibi şimdi de adeta şimdi ekstazında bütün bir üç zaman boyutunun toparlandığını görüyorsunuz parmenideste yani açığa çıkıyor varlık kendisini Şimdi de göstererek Şimdi geldik asıl metnimize asıl Metin Platon'un varlık öğretisi Bu kitap 

Yorumlar